Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köyünde, Türk Hava Kuvvetleri’nin F-16 savaş uçaklarıyla yaptığı bombardımanda 34 sivil öldü. Üzerinden 9 yıl geçen katliamla ilgili yürütülen soruşturmalar “takipsizlik” kararlarıyla kapatıldı. Katliamın ardından Meclis’te kurulan komisyonda görev yapan CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, 28 Aralık Pazartesi günü 9.uncu yılı anılacak Roboski katliamı ile ilgili Meclis’te basın toplantısı düzenledi.
Soruşturma ve yargı sürecini yakından takip eden Gök olayla ilgili kısa bir hatırlatma yaptı. Gök’ün verdiği bilgiye göre 28 Aralık 2011 tarihinde Şırnak Uludere ilçesi Ortayazı ve Gülyazı köylerinden 38 kişi kaçak mazot almak için Irak’a geçti. Görüştükleri ve mazot aldıkları kişiler de onlarla aynı aşirettendi. Bu arada devletin üst kademelerine PKK’nin askeri kanat sorumlusu olan Bahoz Erdal kod adlı Fehman Hüseyin’in saldırı için Türkiye’ye geçeceğine dair istihbaratlar geldi. Bahoz Erdal’ın bu kaçakçı grup içinde olduğu istihbaratı üzerine Irak sınırını geçen grup insansız hava araçları ile izlenmeye başladı. O zamanki Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı, bugün Genelkurmay Başkanı olan Yaşar Güler, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı, bugün Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar hava harekatına karar verdi. Sınır ötesi harekat olacağı için o sırada MGK toplantısında bulunan Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’e bilgiler iletildi. Özel de MGK üyelerini de bilgilendirerek bu kararın onayını verdi. Saat 21.39’dan itibaren başlayan 4 ayrı hava saldırısı düzenlendi, bu saldırılarda 34 kişi öldü. Vurulan kişilere acil yardım gönderilmedi. Köylüler cenazelerini katır sırtında taşıdı.
‘ADALET ULUDERE’YE UĞRAMADI’
Dönemin Başbakanı, bugün Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın olayla ilgili, “Karanlık dehlizlerde kalacak bir olay değil” dediğini hatırlatan Gök, “Ancak aradan geçen 9 yılda bu olay maalesef adaletin zerre kadar yanına uğramadığı bir olay olarak tarihimizde yerini aldı. Meclis’te kurulan komisyonun AK Partili üyelerinin çoğunluğu ile olayın üzerini kapattılar. Genelkurmay ve Hava Kuvvetlerinin verdiği takipsizlik ile olay mahkemeye dahi yansımadı. İçişleri Mülkiye Müfettişleri raporunun soruşturma raporuna dönüşmesine izin verilmedi. Dolayısıyla 9 yılda, yolda bir insana araba çarpsa ölümüne sebep olsa açılacak bir dava mümkünken 34 kişinin öldüğü bu hava harekatında hiç kimse hakkında adli işlem başlatılmadı. Ve Adalet Uludere’ye uğramadı” dedi.
‘ULUDERE KARANLIK BİR HADİSE DEĞİLDİR’
Uludere’nin üzerine gidilmemesinin tek bir nedeni olduğunu söyleyen Gök bu nedeni şöyle açıkladı:
“Erdoğan’ın “karanlık dehlizlerde kalmayacak” dediği olay aslında karanlık bir hadise değildir. Zamanın genelkurmay istihbarat başkanı, bugünün genelkurmay başkanı Yaşar Güler, zamanın Genelkurmay 2. Başkanı, bugünün Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve zamanın Genelkurmay Başkanı Necdet Özel tarafından alınmış, MGK bilgisi çerçevesinde gerçekleşmiş bir harekattan bahsediyoruz. Uludere olayı son derece berrak bir hadisedir. Uludere olayında karanlıkta kalan, bu olayın nasıl meydana geldiğine dair soru işareti yoktur. Devlettin tüm üst kademesinin sorumluluğunda alınan bir karardır. Uludere olayının bugüne kadar üzerine gidilmemesinin yegane sebebi de devletin tüm üst kademesinin bu olayda bir kader birliği içinde olmasındandır. Dolayısıyla karanlık dehlizlerde kaybolan bir olay değil tam tersine berrak olduğun için karanlığa itilmek istenen bir olayı konuşuyoruz.”
‘ADALETSİZLİK ULUDERELİ AİLELERİN KIZGINLIĞINI ARTIRIYOR’
Gök basın toplantısında dönemin MGK üyesi de olan eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in olaydan birkaç yıl sonra yaptığı, “O hadisenin istihbarat kaynağı Milli İstihbarat Teşkilatı’dır. Son anda MİT’ten üst düzey bir telefon bilgisiyle de bu karar alındı. İstihbarat Fehman Hüseyin’in kamufle olarak Türkiye’ye geçiş yapacağı şeklindeydi. Fehman Hüseyin büyük bir balıktı ve bu balığı kimse kaçırmak istemezdi. Bu bilgiyi kimse pas geçemezdi” şeklindeki sözlerini hatırlattı. Şahin’in bu sözlerinin devletin üst kademelerinin bu olayı bildiği ve sorumluluk açısından içinde bulunduğunu gösterdiğine dikkat çekti şöyle devam etti:
“Devlet kimi operasyonlarda hata yapabilir. Ama adil bir yargılanma çerçevesinde bu hatalar tartışılır ve sonunda adalet tecelli eder. 9 yıldır Uludereli aileler bunu bekliyor. Ama 9 yıldır adaletin gelmeyişi elbette onların devlete duyduğu öfkeyi, kızgınlığı, kırgınlığı ve duygusal kopuşu daha da artırıyor. Buna hakkımız yok. Adalet devletin temelidir. Bu gerçekleri paylaşmaya devam edeceğiz.”
‘YÜZLEŞME OLMAZSA ULUDERE KANAYAN BİR YARA OLARAK KALACAK’
Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerinde, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a bu olayın karanlık dehlizlerde kalmaması için ne yapmayı düşündüğünü bir kez daha sorduğunu, Akar’ın “Adli mercilerce kovuşturmaya yer yok kararı verilmiştir” yanıtı verdiğini anlattı.
İçişleri Bakanına da Mülkiye Müfettişi raporunu soruşturma raporuna dönüştürülmesi çağrısı yaptığını ancak Bakan’ın “Askeri mahkeme takipsizlik kararı aldı” yanıtı verdiğini söyleyen Gök, “Bu olayla yüzleşmediğimiz takdirde adaleti gerçekleştirmediğimiz takdirde Uludere olayı bir kanayan yara olarak kalacak. Bu olayın üzerine gidilmesi Türkiye’nin hukuk devleti olması açısından ciddi bir sınavdır. Bununla yüzleşilmediği takdirde, en güzel yargı reformu kanunu çıkartsanız da Türkiye’nin bir tarafı eksik kalacaktır, adalet eksik kalacaktır” dedi.
‘BU OLAYDA DEVLETİN ÜST KADEMESİ KADER BİRLİĞİ İÇİNDE’
CHP Milletvekili Levent Gök, “Bu olayın sorumlusu kim, sizce ihmal kime ait” yönünde soruya da eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in “Üst düzey bir MİT görevlisinden son anda gelen bir telefon” sözlerini hatırlatarak yanıt verdi. Gök, “Bu MİT yetkilisinin kim olduğu belli değil mi, belli! Kararın alınma sürecinde Akar’ın, Güler’in, Özel’in, MGK’nın kompozisyonu belli. Her türlü bilgi, belge ellerinde. O üst düzey MİT yetkilisinin de kim olduğunu biliyorlar. Bildikleri halde neden üstüne gitmiyorlar. Ben bu kadar açık adres tarifi yapılan bir hadisede bu olayın üzerine gidilmemesinin ancak sebebini açıklayabilirim. Devletin tüm üst kademesi kader birliği içinde olduğundan, hepsinin bir karar sürecine dahil olmasından kaynaklanan, bundan dolayı karartılmak istenen bir hadise. MİT yetkisinin kim olduğunu biliyorlar, üzerine gitmeyenler o an ve bugün devleti yönetenlerdir. Davet ediyorum hepsini, açıklasınlar” diye konuştu.
DUVAR