Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MİT) öğretim üyesi Prof. Dr. Daron Acemoğlu, Türkiye ekonomisinde krizin derinleşmesi ihtimalini değerlendirdi. T24’ten Murat Sabuncu‘ya konuşan Acemoğlu, Sedat Peker’in ifşaatlarıyla ilgili de konuştu:
‘TÜRKİYE’DE GÜNDEMİ MAFYA BELİRLİYOR’
“Çok acı verici. Normal medyanın olduğu bir ülkede muhalefetin söyledikleri, bilim adamlarının, bu konuda bilgili olan insanların söyledikleri şeyler gündemi belirler ama Türkiye’de ne yazık ki mafya babalarına kaldı.”
Acemoğlu “Türkiye’nin ekonomisinde önümüzdeki bir-iki senede nasıl bir tablo bekliyorsunuz? Krizin daha da derinleşmesi olasılığı var mı?” sorusu şöyle yanıtladı:
‘ÇOK BÜYÜK BİR KORKUM VAR’
“Tabii öyle çok büyük bir korkum var. Bu gerçekten olanağı yüksek olan bir şey. Biz şu anda, son 5 sene içindeki problemlerin gerçek boyutunu görmüş değiliz. 5 senedir bilançosunda çok büyük problemi olan AVM dükkanları, inşaat şirketleri hala ayaktalar. Ne kadar daha ayakta kalabilecekler? Bunların bankalar üzerine etkileri neler olacak? Rezervlerimiz bu kadar azalmışken, daha ne kadar kuru, faiz politikasını bu şekilde tutabileceğiz? Bu boyutların çok daha negatife gitme olasılığı yüksek. Bu problemler bir tek Türkiye’de olan problemler değil, başka taraflarda da olan problemler var ama nerede bu problemleri görüyorsanız altlarında da ekonomiyi doğru yönetmeme kararlarının rolünü görüyorsunuz.”
Acemoğlu “Türkiye’nin önündeki riskler ve fırsatlar, ekonomide atılması gereken ilk birkaç adım nasıl olmalı?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
‘MERKEZ BANKASI ÖZERK OLMALI’
“Ekonomide en önemlisi devletin halka güven vermesi lazım. Doğru kadroların yapılanması ve otonomisi olan kadroların olması lazım. Dünyanın her bir tarafında kabul edilen bir şey ki Merkez Bankası’nın bir özerkliği olması lazım.
‘BAŞKANDAN EMİRLE PARA POLİTİKASI YÖNETİLMEZ’
Başbakandan ya da başkandan emirle para politikası olmaz. Böyle olmayı düşündüğünüz zaman yabancı sermaye gelmez. Yabancı sermaye gelecekse çok daha fazla yüksek faiz ister, güven olmaz. Yukarıdan gelen güven bir adım. Aşağıdan bilançolar. Japonya’da bunu gördük 1990’larda. Eğer şirketlerin ve bankalarının bilançolarının çok kötü olduğu bir duruma gelip de onları hala ayakta tutmaya çalışıyorsak, burada da zombiler yaratıyoruz demektir. Ve bu zombiler daha sonra yatırımı geri bırakıyorlar, büyümeyi geride bırakıyorlar, teknolojiyi geride bırakıyorlar.
‘YAPISAL PROBLEMLER…’
Türkiye’de böyle bir duruma geldik. Bunun temizlenmesi lazım. Ama bunu yapabilmek için hem dışarıdan sermaye gelmesi lazım. Dışarıdan sermaye gelir mi Türkiye’de böyle bir güvensizlik durumunda? Hem de doğru politikaların uygulanması lazım. Yapısal bir şekilde, kurumsal bir şekilde bir yaklaşım getirmediğimiz sürece bu problemler devam edecek. Ve geleceğimize çok büyük negatif etkileri olacak.”