Cezaevlerinde adil yargılanma hakkı ve hak ihlallerine son verilmesi talebiyle 39 gündür ölüm orucunu sürdüren İleri Kızılaltun hakkında tahliye kararı verildi.
Kızılaltun, 15 Ekim 2021’den bu yana asılsız iddialarla ve somut delil bulunmadan Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunuyordu.
Kızılaltun’un bugün İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuk incelemesi yapıldı. Tutuk incelemesi, 90 günü geçmiş olması nedeniyle duruşmalı olarak görüldü.
İleri Kızılaltun, Slilivri Cezaevi’nden SEGBİS ile duruşmaya bağlandı.
Kızılaltun’un avukatları 6 Ekim’deki duruşmaya gerek olmadan tahliye edilmesini talep etti. Mahkeme heyeti de İleri Kızılaltun’un tahliye edilmesi kararını verdi.
İleri Kızılaltın 15 Ekim 2021’den bu yana asılsız iddialarla, somut delil bulunmadan tutuklu olduğunu ifade ederek “Daha iddianamemi bile görmedim. Savcılığın ‘mükerrerlik’ nedeniyle, devam eden mahkemelerimden birine gönderdiği dosya o denli boş ki –öyle olduğuna şüphe yok şu an denenen yöntem; tutukluluğu uzatmak için dosyayı askıda bırakmak. Dosya önce kabul edilmiyor ve daha sonra birleşme olduğu bilgisi tebliğ ediliyor. İddianamesini görmediğim dosyanın ilk mahkemesine birleştirme ‘sayesinde’ 6 Ekim 2022’de çıkabileceğimi öğreniyorum” demişti.
İleri Kızılaltun, ölüm orucuna başlama nedeni olan taleplerini şöyle sıralamıştı:
“Halk için adalet istiyorum.
Adil yargılanma hakkımı istiyorum.
İftiracı yalanlarıyla oluşturulan, uydurma dijital materyal ve ‘delil’lerle oluşturulan komplo davalarının düşürülmelerini, verilen hapis cezalarının iptalini talep ediyorum. Buna bağlı olarak Sibel Balaç’ın ve aynı durumda olanların tahliyesini istiyorum.
Yasal-demokratik mücadelenin önündeki, emekçi halkımızın adalet mücadelesinin önündeki engellerin kaldırılmasını, tüm yasak ve antidemokratik uygulamaların sona erdirilmesini talep ediyorum.
Hasta tutsakların tedavilerinin önündeki engeller kaldırılmalı, hasta tutsaklar serbest bırakılmalıdır.
Adalet Bakanlığı’nın yasal teminatı olarak 45/1 No’lu genelge kapsamında yer alan sohbet hakkı, tüm hapishanelerde tam ve sürekli olarak uygulanmalıdır.
Kitap ve yayın takip etme-okuma gibi en doğal gereksimimizin, hakkımızın engellenmesine son verilmelidir.”
Bahar Kızılaltun yazdı: Çakırcalı’dan İleri ve Sibel’e Adalet İçin Dövüşenler