KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, seçim için öngördüğü zaman diliminin hâlâ 2022 sonbaharı olduÄŸunu belirtirken muhalefetin durumuna bakarak, Türkiye için bir deÄŸil, belki de iki seçimin ufukta olduÄŸunu söyledi. Ağırdır, “Ancak ikinci seçimden sonra yeni bir inÅŸa sürecinin baÅŸlama ihtimalini göz önünde bulundurduÄŸunu” ifade etti.
‘Ä°LK SEÇİM SOLUKLANMA OLACAK’
T24’ten Murat Sabuncu’nun sorularını yanıtlayan Ağırdır, muhalefetin sınır ötesine asker gönderme tezkeresi sürecindeki tutumunu deÄŸerlendirdi. Muhalif blokun ittifakını ‘buzlu yolda arabayı önce kaymadan yolda tutabilmek’ metaforuyla açıklayan Ağırdır, “Muhalefetin bu tercihlerine bakarak şöyle bir öngörüye doÄŸru geliyorum. Artık önümüzdeki dönemde sekerek seçim olacak. Ä°ki seçimden bahsediyoruz belki de. Birinci seçim bu gidiÅŸatın durdurulduÄŸu aÅŸama. Asıl inÅŸayı ise ikinci seçimden sonra konuÅŸacağız. Ä°lk seçim durup bir soluklanma olacak. Kurumsal onarımlar belki ikinci seçimden sonra olacak. Tarihi bir seçim olacak söylemleri de var ya, belki peÅŸ peÅŸe iki seçim olacak. Ben hâlâ 2022 sonbaharını öngörüyorum. Asıl ondan sonraki seçimi konuÅŸuyor olacağız belki de. Muhalefete bakınca sanki kaçınılmaz olan böyle bir ÅŸey gibi geliyor bana” diye konuÅŸtu.
‘TÜİK SAYILARI GÃœVENÄ°LÄ°R DEĞİL’
Bekir Ağırdır, Türkiye Ä°statistik Kurumu’nun (TÜİK) ekim ayına iliÅŸkin yıllık yüzde 19,89 enflasyon açıklamasını da “Sayıların güvenilir olmadığı çok açık” diyerek yorumladı. Hane halkının yaklaşık yarısının borçlu olduÄŸunu söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“AÅŸağı yukarı hanelerin yarısı borçlu. Bu hanelerin de yüzde 80’i, tüm hanelerin yüzde 40’ı borcunu ödemekte zorlanıyor. 2018’den 2021’e bile hanelerin borç yükü iki katına çıkmış durumda. Sayıların güvenilir olmadığı çok açık. Burada bir tartışma olduÄŸunu sanmıyorum. Uluslararası kurumlar sayılara göre karar alıyor, kredi kuruluÅŸları sayılara göre karar alıyor. Yunanistan’da sayıları yanlış yayınladığı için çok sayıda bürokrat sonradan mahkum oldu. Enflasyon yeni enerji zamlarıyla yükselecek. Bütün dünyada aritmik bir ekonomik hareket var. Hem iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin ürettiÄŸi sorunlar, bir yandan pandeminin etkisi, tedarik zincirlerinin aksaması nedeniyle üretimde sorun var. Bir yandan pandemi nedeniyle duruÅŸ kalkışlar hizmet sektörünün gelirlerini azaltıyor. Bütün devletler çılgınca paralar basıp hanelere dağıttılar. Bu da enflasyon olarak da dönüyor bir yandan. Ä°ktidarın tercihleriyle bizdeki problem daha da artıyor. Ä°ktidarın hem döviz kurlarını dengelemede, hem enflasyonu dengelemede artık mahareti yok. Bunu perdelemek için bu bir tercihmiÅŸ gibi söylemler var. Burada bile temel iki problem var. Hikayenin çalışabilmesi için yatırımların sürüyor olması lazım. Sorunları çözmek adına artık iktidarda bir maharet yok. Durumu kurtarmak adına tercihmiÅŸ gibi bir dil tutturuluyor. Ben gerçek olduÄŸunu düşünmüyorum. Güven ortamı tesis edilmeden ne yurt dışı yatırımcı yeni yatırım yapmıyor. Bütün hanelere deÄŸer hale geldiÄŸi için insanlar 6 ay sonrasına güvenemiyor. Sayıları bile bilerek manipüle ediyorsunuz algısı yerleÅŸtiÄŸi sürece ortamın pozitife dönme ihtimalini görmüyorum. Önümüzdeki dönemde hem enflasyonun hem iÅŸsizliÄŸin artacağını beklemek mümkündür diye düşünüyorum.”
‘MERKEZ BANKASI’NA NASIL GÃœVENECEĞİZ?’
Ağırdır, TCMB kadrolarının tutmayan enflasyon tahminleri hakkında “Bir ÅŸeyleri eksik yaptığınızı söylediÄŸimizde karakterinizi eleÅŸtiriyor deÄŸiliz belki de, maharetinizi eleÅŸtiriyoruz. Merkez Bankası’nın kadroları enflasyona dair doÄŸru öngörüde bulunamıyorlarsa, gelecek tahminlerine nasıl güveneceÄŸiz? Benim sorunum, TCMB’nin kadrolarının öngörülerini tutturma mahareti yoksa nasıl güveneyim ülkenin geleceÄŸine?” dedi.
‘AFFEDÄ°LEMEYECEK ÅžEY, BÄ°LEREK YANLIÅž YAPMAKTIR’
Bekir Ağırdır, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hem dünya karmaşık, bir yandan da bizim iktidarımızın tercihleri nedeniyle oyunun dışına çıkmak zorunda olduÄŸumuz alanlar var. Türkiye bunu taşıyamaz ki. Türkiye öyle bir ülke deÄŸil. Bütün bunlardan kendimizi soyutlayıp bambaÅŸka bir ülke olacaksınız, yerli milli markalar üreteceksiniz. Bu memleket insanının beklentilerine, hak ettiklerine haksızlık. Ä°ktidar bütün aktörler bir yana, sanki Avrupa BirliÄŸi defteri kapansın istiyor sanki, iktidarın ÅŸu an tek bir kolladığı ÅŸey var, Amerika’nın tepkisi. Bir ÅŸekilde onların gönlünü almaya çalışıyor. Affedilemeyecek ÅŸey, bilerek yanlış yapmaktır. Seçmen de bunu fark ettiÄŸi anda affetmiyor. Bilerek yanlış yapıyorlara gelindiÄŸi andan itibaren, o iliÅŸkiyi tamir etmenin yolu yoktur. Yapılanlar ve yanlışlar bilinçli olarak yapıldı algısı yerleÅŸtikçe, yatırımcılarda kararlar ona göre veriliyor. Sonuçları da daha ağır olan bir problem.”
‘KORKU DUVARI ÇATLIYOR’
“Ne anlatılırsa anlatılsın, bu ülkenin bütün yurttaÅŸları da yargı bağımsızlığından deÄŸil, siyasi hesaplaÅŸmayla bu iki insanın içeride tutulduÄŸu kanısında. Bu konuda bile hiçbir inandırıcılığınız kalmamış. Sembol haline dönüşmüş durumda Selahattin DemirtaÅŸ ve Osman Kavala. Hükümet politikaları açısından bu iktidar siyasi alanı daraltmayı tercih etti. Bu gerektiÄŸinde ÅŸiddetle, iÅŸsiz bırakarak ya da hapishanelere tıkarak. Bu ülkenin yurttaÅŸları da görüyor, yurt dışındaki muhataplarımız da görüyor. BaÅŸka bir enerji üretiyor. Ä°ktidar Osman’ı, Selahattin’i hapiste tutmaya devam edebilir. Adli bir karar deÄŸil, siyasi bir karar. CumhurbaÅŸkanı’nın kendisinden baÅŸka kimse bilmiyor. Siyasi alanı daraltma çabası iktidarın lehine de çalışmıyor. Artık korku duvarı da çatlıyor. Hükümet politikalarına da inanç azalıyor. Sürdürülebilir bir durum konuÅŸmuyoruz. Rasyonel akılla algılanabilecek bir ÅŸey deÄŸil.”