Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te kaçırılan ve 31 Mayıs akşamından bu yana haber alınamayan Sapat Eğitim Kurumları eski Genel Müdürü Orhan İnandı’nın eşi Reyhan İnandı Artı TV’de yaptığı açıklamada, “Türk istihbaratı (MİT) ve elçilik çalışanlarının bu olayın içinde olduğuna dair duyumlar geliyor. Eşimin can güvenliği söz konusu” dedi.
Pazar günü 17.00’de Aris Nalcı’nın sunduğu Haber Aktüel’e konuk olan İnandı, eşinden 31 Mayıs akşamından bu yana haber alamadıklarını belirterek şunları söyledi:
“Çeşitli başvurularımızı Kırgız makamlarına yaptık. Bunun dışında biz burada misafir vatandaş statüsünde bulunuyoruz. Misafir vatandaş tabiri yanlış olabilir çünkü biz 26 senedir Kırgızistan’dayız. Eşim Orhan İnandı, normal vatandaşlık kabulünü almıştı. Bu şekilde yaptığımız başvurular henüz neticelenmedi. Bundan önce yapılan benzeri muhtelif olaylar bize bu işin arkasında Türkiye’nin istihbaratının veya elçilik görevlilerinin olduğunu gösteriyor. Bu konudaki duyumlarımız çoğaldı. Şu an beklemeye devam ediyoruz. Elimizden başka bir şey gelmiyor ama Kırgız makamları konuyla ilgileniyor.”
Eşinin Kırgız vatandaşı olduğu için ülkeden çıkarılmasının güç olacağını kaydeden Reyhan İnandı, “Bu yüzden eşimin vatandaşlıktan çıkartılması için zorla belgelere imza attırılmaya çalışıldığını duyuyoruz” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Sosyal medyada çok büyük destek alıyoruz. İnsanlar ‘Bir Kırgız vatandaşını nasıl ülkeden kaçırabiliyorsunuz’ şeklinde tepkilerini dile getiriyor ve bize olan desteklerini iletiyor. Eski hükümet yetkililerinden, yeni yetkililerden ve Kırgız halkından çok ciddi destek alıyoruz. Sapat Eğitim Kurumlarının kuruluşundan itibaren buradayız. Eğitim kurumlarımızda eğitim almış, mezun olmuş ve halihazırda eğitim alan öğrencilerimizden ve velilerimizden de destek alıyoruz. Buradaki insanlar bu meselenin neden yapıldığını anlamaya çalışıyorlar.”
Eşinin 31 Mayıs günü akşam 21.00’den sonra kaçırıldığını hatırlatan İnaldı, “Eşimin en son yapmış olduğu telefon kayıtlarına ulaşıldı ve o saatten sonra herhangi bir kaydı bulunamadı. Arabanın patlayan bir lastiği dışında herhangi anormallik yoktu. Cep telefonu, ceketi ve gözlüğü arabanın içindeydi” bilgisini verirken Kırgızistan’daki makamların ve sivil toplum örgütlerinden yanıt beklediklerini söyledi. İnandı, “Bunları değerlendirerek bize bir cevap vermelerini bekledik ama fazla da bir gelişme olmadı açıkçası. Profesyonel bir olayın içerisindeyiz ve bu da maalesef yapanların adresini bize açıkça gösteriyor. Türk istihbaratı ve elçilik çalışanlarının bu olayın içinde olduğuna dair duyumlar da geliyor. Neticede eşimin can güvenliği söz konusu. Beklemekteyiz ve açık bariz bir gelişmeye henüz ulaşamadık.”
“Elçilik önündeki eyleme veliler de katıldı. Velilerimizin desteği 1 haftadır devam ediyor. Sadece bugün bir ara verildi. Bugün de avukatımız vasıtasıyla kısa bir basın açıklaması yapıldı. Bize gelen tepkilerde velilerimiz ‘Siz dursanız bile biz durmayacağız. Bu adamı bulacağız’ diyorlar. Bu ülkenin vatandaşı nasıl alınır ve nasıl kaybedilir? Biz buraya 26 sene önce geldik, burada aile olduk, burada çoluk çocuk sahibi olduk ve Kırgız halkıyla her alanda dostluklarımız oldu. Onlar hep bizim yanımızda oldular ve desteklerini hep diri tuttular. Biz onlara çok güveniyoruz ve Kırgız halkını çok seviyoruz. Onlara da teşekkür etmek istiyorum. Bu yaşanan olayı Kırgız dostlarımıza açıklamakta zorlanıyorum ve kendi ülkem adına utanıyorum.”