Hükümet, Ä°talya’nın nükleer enerjiye olan ilgisinin yeniden canlanmasına yönelik özel kanun taslakları hazırlayacak ekiplerin yanı sıra olasılıkları inceleyecek parlamento komiteleri de atadı.
İtalya, nükleer santrali olmayan tek G7 üyesi unvanından vazgeçmek üzere olabilir.
Rusya’nın Ukrayna’yı iÅŸgalinden kaynaklanan nükleer bağımsızlık arayışı ve fosil yakıtlara bağımlılığı azaltma ihtiyacının mevcut hükümeti nükleer enerjiye yönelik yaklaşımını gözden geçirmeye sevk ettiÄŸi düşünülüyor.
İtalya Çevre Bakanı Gilberto Pichetto Fratin, yıl sonuna kadar ülkede nükleer teknolojilerin kullanımına izin verecek yeni düzenlemeler getirmeyi planladıklarını ve 2025 yılına kadar yeni bir kararname çıkarmayı hedeflediklerini açıkladı.
Bu önlemler, Ä°talya’nın 1987’deki referandumun ardından baÅŸlayan ve 2011’de benzer bir yasakla devam eden nükleer enerjiden çıkış sürecini tersine çevirecek gibi görünüyor.
Nükleer enerjiye olan ilginin yeniden artmasına paralel olarak, konuyu incelemek üzere bir araştırma yürüten iki parlamento komitesinin yanı sıra özel kanun taslakları hazırlamak üzere bir ekip görevlendirildi.
BaÅŸbakan Giorgia Meloni’nin saÄŸcı popülist Ä°talya’nın KardeÅŸleri partisine mensup bir Ä°talyan milletvekili olan Riccardo Zucconi, hükümetin pozisyonunu ve neyin tehlikede olduÄŸunu anlamak için konuyu yakından takip ediyor.
Euronews’e konuÅŸan Zucconi, “SoruÅŸturma hala devam ediyor. Konuyla ilgili henüz net ya da kesin bir açıklama yapılmadı. Enerji bakanı tarafından yeni bir platform oluÅŸturulması, hem Ä°talya’da hem de Avrupa’da halen var olan nükleer tesislerin haritasını çıkarması açısından önemli,” dedi.
Zucconi’ye göre, önümüzdeki 10 yıl içinde küresel talebin iki katına çıkması bekleniyor ve bu talebi karşılamak için yenilenebilir enerjiler tek başına yeterli deÄŸil.
“Yeni nesil küçük santraller de dahil olmak üzere alternatif seçenekler ortaya çıkıyor ve bunlar ciddi bir ÅŸekilde deÄŸerlendirilmeli,” diyen Zucconi, Ä°talya’nın bu sektörde uzmanlığı olduÄŸunu belirtti.
Hükümetin enerji ve iklim planına (PNIEC) göre, yeni tip santrallerin kullanımı 2050 yılına kadar ulusal enerji talebinin yüzde 11’ini karşılayabilir. Ancak geçmiÅŸte yapılan referandumlarda geleneksel nükleer santrallere karşı oy kullanıldığı göz önüne alındığında, Zucconi, Ä°talya’nın bu konuda evrim geçirmesinin önemli olduÄŸunu ifade etti.
“Bir demokraside yaşıyoruz ve vatandaÅŸların hazırlıklı ve bilgili olması gerekiyor,” dedi. “Onların görüşlerini de duymamız gerekiyor.”Enerji ÅŸirketleri Edison ve Ansaldo Nucleare ile düşünce kuruluÅŸu The House of Ambrosetti (TEHA) tarafından kısa süre önce Cernobbio’da düzenlenen uluslararası ekonomik forum sırasında yayınlanan bağımsız bir çalışma, nükleer ve yenilenebilir enerjinin birleÅŸtirilebileceÄŸini ve bunların uygulanmasının ekonomi için bir nimet olacağını öne sürüyor.
Hükümetin enerji ve iklim planına (PNIEC) göre, yeni tip santrallerin kullanımı 2050 yılına kadar ulusal enerji talebinin yüzde 11’ini karşılayabilir. Ancak geçmiÅŸte yapılan referandumlarda geleneksel nükleer santrallere karşı oy kullanıldığı göz önüne alındığında, Zucconi, Ä°talya’nın bu konuda evrim geçirmesinin önemli olduÄŸunu ifade etti.
“Bir demokraside yaşıyoruz ve vatandaÅŸların hazırlıklı ve bilgili olması gerekiyor,” dedi. “Onların görüşlerini de duymamız gerekiyor.”
Nükleer enerjinin yeşil dönüşüme ne kadar katkıda bulunabileceği ve yenilenebilir enerjilerle birlikte çalışıp çalışamayacağı sorusu ise hala cevapsız.
Enerji ÅŸirketleri Edison ve Ansaldo Nucleare ile düşünce kuruluÅŸu The House of Ambrosetti (TEHA) tarafından kısa süre önce Cernobbio’da düzenlenen uluslararası ekonomik forum sırasında yayınlanan bağımsız bir çalışma, nükleer ve yenilenebilir enerjinin birleÅŸtirilebileceÄŸini ve bunların uygulanmasının ekonomi için bir nimet olacağını öne sürüyor.
Çalışmaya katılan TEHA’nın kıdemli ortaklarından Lorenzo Tavazzi, Euronews’e yaptığı açıklamada, tedarik zinciri ve ilgili faaliyetler üzerindeki genel ekonomik etkinin 50 milyar euro olduÄŸunu ve toplam 117.000 yeni istihdam yaratacağını belirtti.
“Nükleer enerji ve yenilenebilir enerji birbirinin karşıtı deÄŸil, birbirini tamamlayıcısıdır,” dedi. “Nükleer enerji sürekli bir enerji kaynağı oluÅŸturabilirken, yenilenebilir enerjiler kesintili. Bu ikisini entegre etmek temiz teknolojilerin kullanımını hızlandırabilir ve karbonsuzlaÅŸtırmayı geliÅŸtirebilir.”
Uzmanlar, tüketicilerin sonuçta daha az ödeme yaptığını söylese de, 10 yıla kadar ulaşabilen uzun inşaat süreleri sorun teşkil ediyor.
“Zamanlama konusu önemli çünkü üretim maliyetlerini etkiliyor. Teslim tarihlerine uymak çok önemli,” diyen Tavazzi, sektörde yeni teknolojilerin geliÅŸtirilmesinin sadece Ä°talya’da deÄŸil, Avrupa çapında bir projenin parçası olarak görülmesi gerektiÄŸini sözlerine ekledi.
Öte yandan, bazı çevre örgütleri karbonsuzlaştırma için nükleer enerjinin kullanılmasına karşı çıkıyor.
İklim değişikliği ve enerji dönüşümü konularına odaklanan İtalyan düşünce kuruluşu Ecco, nükleer teknolojilerin çok pahalı olduğunu ve uygulanmasının çok uzun sürdüğünü düşünüyor.
Ecco’nun gaz ve enerji sorumlusu Michele Governatori, Euronews’e yaptığı açıklamada, “Günün ve yılın giderek daha fazla saatinde yenilenebilir enerji kaynaklarının tüm enerji talebini karşıladığını göreceÄŸiz,” dedi. “Bunun yerine ihtiyacımız olan ÅŸey, yenilenebilir kaynakların kullanılabilirliÄŸini tamamlamak için açılıp kapatılabilen esnek kaynaklar.”
“Ancak nükleer üretim esnek deÄŸil. Yenilenebilir enerji kaynakları hazır ve uygun fiyatlı oldukları için patlama yaşıyor,” diyen Governatori, sözlerini şöyle tamamladı: “Onları tamamlamak için esnek, karbon-nötr yedek üretime, çok sayıda depolamaya ve talep yanıtına ihtiyacımız var – mevcut nükleer enerji gibi pahalı, esnek olmayan ve inÅŸa edilmesi trajik derecede uzun süren bir teknolojiye deÄŸil.”
Bu arada, Avrupa genelinde olduÄŸu gibi Ä°talyan kamuoyu da bu konuda derin bir bölünmüşlük yaşıyor. Avrupa BirliÄŸi’nin (AB) elektriÄŸinin sadece dörtte biri nükleer enerjiden elde edilirken, nükleer enerjinin kullanımına iliÅŸkin görüşler kıta genelinde büyük farklılıklar gösteriyor.
