İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nda 6 yaşındaki çocuğun evlilik adı altında yıllarca cinsel istismara maruz bırakıldığı skandala ilişkin dava başladı.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, davaya ancak “basına kapalı yapılmasını” talep etmek için müdahil oldu.
İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, “zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı” ve “cinsel saldırı” suçlarından hapsi istenen baba Yusuf Ziya Gümüşel, anne Fatma Gümüşel ve Kadir İstekli yargılanıyor.
Emek Partisi, TİP, CHP, HDP’li vekiller ve AKP İstanbul Kadın Kolları Başkanlığı da davaya müdahil olmak istedi.
Davada tüm müdahillik talepleri reddedildi ve duruşmaların basına kapalı yapılmasına karar verildi. H.K.G.’nin kardeşlerinin tanık olarak dinlenmesi için zorla getirme kararı veren heyet, bir sonraki duruşmanın 27 Şubat saat 09.30’da görülmesine hükmetti.
H.K.G. İÇİN ADLİ TIP RAPORU
Mahkeme, dava sürecinde mağdurenin beden ve ruh sağlığının bozulup bozulmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmasına karar vermişti. Bu nedenle Adli Tıp Kurumu’na sevk edilen H.K.G. uzman hekimler tarafından muayene edildi. Bu inceleme sonucunda hazırlanan 25 Ocak 2023 tarihli rapor, mahkemeye gönderildi. Raporda, cinsel istismar olayından dolayı mağdurenin ruh sağlığının bozulduğu yönünde mütalaa verildi.
İSMAİLAĞA CEMAATİ ÜYELERİ ADLİYE ÖNÜNDE
İsmailağa Cemaati üyeleri duruşması öncesinde adliye önünde bir araya gelerek, “Mahkeme, azgın azınlığa yol verme” sloganı attı. Kartal Adliyesi önünde toplanan İsmailağa Cemaati üyeleri, “Yusuf Hoca’mız yalnız değildir”, “Mahkemeye evet, linçe hayır” ve “Zindan gülistandır bize” dövizleri taşıdı.
Kadın örgütleri, cemaatte çocuk istismarı davasının görüldüğü Kartal Adliyesi önünde bir araya gelerek, tüm sorumluların yargılanmasını istedi.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim, “Bu istismarı yıllarca örtenler, çocukların özgürce yaşaması için, çocukluğunu yaşaması için üstün yararını gözetecek olan, gözeten sözleşmeyi uygulamayanlar bu istismara ortaktır. Bu bir politikadır. Bu bir siyasettir. Çocukları nasıl konumlandırılacağı, kadınların nasıl konumlandırılacağı bu sistemde, bu düzende politiktir. O yüzden bakan, ilk günlerde çıkıp ‘Evet, bizim haberimiz vardı; bu konu siyaset üstüdür’ dediğinde bizler dedik ki, siyaset üstü değildir. Tam da siyasetin konusudur dedik. ‘Bir kereden bir şey olmaz’ demişlerdi. Bir kere mi? O bir kere dedikleri olaylar üzerinden onlarca, yüzlerce çocuk istismara uğradı. Bu siyasi iktidarın politikalarının sonucunda istismara uğradı” diye konuştu.
Bodrum Kadın Dayanışma Derneği adına konuşan Evrim İnan, çocuğun istismarının, tecavüzün aleni ve herkesin gözü önünde gerçekleştiğini söyledi.
İnan, “Bu dava münferit bir suç eylemini değil, bu dava yetkililerin gözü önünde ve toplumun da gözü önünde bir çocuğun 16 yıllık esaretinin davasıdır. Çocukların üstün yararını gözetmeyen bir Aile Bakanlığı’nın suistimalını, çocuğun resmi okul kaydının olmamasını sorgulamayan Milli Eğitim Bakanlığı’nın suistimalı ve çocuğu tanıyıp, bilip, görüp susan veya suçu meşru gören herkesin iş birliği ile işlenen bir insanlık suçunun davasıdır. Bir daha asla örtbas edilmesine müsaade etmediğimiz için buradayız ve davaya müdahil oluyoruz” dedi.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ TEPKİSİ
Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu adına konuşan Cemile Baklacı, Aile Bakanlığı’nı eleştirdi ve şunları söyledi:
“İstanbul Sözleşmesi’nin iptalini savunan bu bakanlık, içinde istismar ve şiddet faili olsa da aileyi korumak dışında, nefret söylemi üretmek dışında ne yapıyor? Bu ve bunun gibi davalarda sadece müdahil olmak dışında bu istismarları önlemek için herhangi bir adım atıyor mu? Cevabı hepimiz biliyoruz, hayır. Bu bakanlık, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini gidermek, sosyal politikalar üretmek, kadına şiddeti engellemek yerine ‘şiddetin sorumlusu alkoldür’ gibi tüm verili gerçekleri hiçe sayan cümleler edebilen, LGBTİ artılar için ‘problem değilmiş gibi kabul etmemizi kimse beklemesin’ diyerek nefret söylemi üreten bir bakanlık.”
NE OLMUŞTU?
BirGün yazarı Gazeteci Timur Soykan, 3 Aralık’taki “Karanlık dünya bir çocuğu yuttu: Tarikat karanlığında henüz 6 yaşında…” başlıklı yazısında, İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’nin kızı H.K.G.’yi 2002’de altı yaşındayken imam nikahıyla ‘evlendirdiğini’, kadının çocukluğu boyunca cinsel istismarda bulunduğunu yazmıştı. Yaşananlar, H.K.G.’nin şikayetiyle ortaya çıkmıştı.
Soykan, 7 Aralık’ta BirGün’de yayımlanan “Utancın fotoğrafları” başlıklı yazısında da H.K.G.’nin çocuk yaşta gelinlik giydirildiği ve ‘nişan’ına ait dehşet verici fotoğrafları yayımlamıştı.
Sosyal medyada tepki yağan olaya ilişkin Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı açıklama yapmış ve davaya müdahil olunduğunu bildirmişti.
Çocuk istismarıyla ilgili geçtiğimiz günlerde kabul edilen iddianamede Kadir İstekli hakkında 30 yıldan az olmamak, baba Yusuf Ziya Gümüşel ve anne Fatıma Gümüşel hakkında da 18 yıldan az olmamak kaydıyla hapis cezası istenmişti.
H.K.G’nin avukatı, Kadir İstekli ve Yusuf Ziya Gümüşel’in tutuklanması talebiyle mahkemeye başvurmuştu.
Kadir İstekli ve Yusuf Ziya Gümüşel tepkiler üzerine, İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararıyla gözaltına alınmışlardı.