Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda (YKS) önlisans ve lisans program tercihlerine uygulanan baraj puanlarının kaldırıldığını duyurdu.
YÖK’ün baraj düşürme kararını seçim yatırımı olarak değerlendiren Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Genel Başkanı Nejla Kurul, “Yaklaşık 7 milyon üniversite öğrencisinin de oy kullanacağı düşünüldüğünde, bu seçimin de bir yatırım niteliği olduğu açıktır” ifadelerini kullandı.
Eğitimde nitelik sorununun uzun süredir devam ettiğini hatırlatan Eğitim Sen Genel Başkanı Kuru, Mezopotamya Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu. Kurul, “Baraj puanlarının kaldırılması hem lise eğitimi hem de üniversite eğitimi üzerine düşünmemizi gerektiriyor. Ortaokul, lise ve üniversite dâhil nitelik sorunu ciddi bir boyuta ulaşmış durumdadır. Üniversite kontenjanlarında 200 bine yakın boş kontenjan vardı. YÖK düşündü, bu yıl da barajlı bir sınav devreye girerse bu kontenjanların doldurulmaması sorunu daha da büyütecek. Eğitimdeki nitelik sorununu görünmez kılmak için böyle bir uygulama yaptı” dedi.
‘İKTİDAR, KENDİ HEDEFİ ADINA BARAJI ORTADAN KALDIRDI’
Baraj puanlarının bir seçim yatırımı olduğunu vurgulayan Kurul, “Yaklaşık 7 milyon üniversite öğrencisinin de oy kullanacağı düşünüldüğünde, bu seçimin de bir yatırım niteliği taşıdığı açıktır. Bu uygulama eğitimde nitelik sorununu düşünmemiş durumdadır. İktidar, kendi hedefi adına bu barajı ortadan kaldırdı. Barajın düşürülmesi demek boş kontenjanların doldurulması demektir” diye belirtti.
‘SİYASAL İKTİDAR EĞİTİM ALANINI BİR SERMAYE HALİNE DÖNÜŞTÜRÜYOR’
YÖK’ün sürekli olarak vakıf üniversitedeki kar düşüşlerinden bahsettiğini ifade eden Kurul, “Siyasal iktidar eğitim alanını bir sermaye haline dönüştürüyor ve piyasaların keyfiyetine bırakıyor. İktidar, yaptığı hamlelerle, vakıf üniversitelerine müşteri bulmak için baraj puanlarını kaldırdı. Diplomalı işsiz oranının zaten yüksek olduğu bir yerde, eğitim planlaması yapılmıyor. Bunun sonuçlarını da gençler çekiyor. Bugün üniversite mezunu olup, güvencesiz işlerde çalışan, çok düşük ücretlerle gelir elde eden ve aynı zamanda iş bulamayan binlerce genç var” diye konuştu.
‘İŞSİZLER OKYANUSUNA BİNLERCE GENÇ EKLENİYOR’
Gençleri umutsuzluğa, enerji ve güçlerini yok saymaya dönük bir sürece doğru gidildiğini sözlerine ekleyen Kurul, şöyle devam etti: “Üniversiteler her yıl 100 bin mezun veriyor, 100 bine yakın ataması yapılmayan öğretmen var. İşsizler okyanusuna binlerce genç ekleniyor, bu da çok ciddi bir sorundur. Sosyal niteliği ağırlıklı, kamusal istihdama dönük, merkezi ve yerel olan bir eğitim politikasına ihtiyaç var. Olay sadece üniversitelerdeki öğrenci sayısını azaltmada değil, liseden sonra öğrencilere istihdam oranını arttırmadadır. İktidar insan onuruna yaraşır bir istihdam sağlamalı. Gençleri kültürel ve sosyal alana katmayan, gençlere okul ve ev arası bir yaşam vaad ediliyor.”
‘REKABETÇİ EĞİTİM YERİNE DEMOKRATİK EĞİTİM’
Alternatif eğitim seçeneğini de sunan Kurul, şunları söyledi: “Zorda kalmış öğrenci kitlesine hiçbir şey vaat etmiyorlar. Geçen yıl Temel Yeterlilik Testinde (TYT) baraj altında kalan öğrenci sayısı yüzde 32’ idi. YÖK’ün oturup bunu düşünmesi gerekiyor, eğitimde niteliği nasıl arttırabiliriz sorusuna odaklanması gerekiyor. Bu öğrenciler neden baraj altında kalıyor, eğitimde niteliği nasıl arttırabiliriz demeli. Sistem zaten yarışmacı bir nitelikte olduğu için, rekabet ağırlıklı bir eğitim sistemi yaratılıyor. Gençler arasında rekabeti değil, demokratik bir eğitim anlayışını geliştirilmeli.”