DEM Parti Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli imzasıyla, kayyum ataması uygulamasına ve belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılmasına olanak tanıyan yasa maddelerinin değiştirilmesi için 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nda değişiklik yapılmasına ilişkin kanun teklifi bugün TBMM Başkanlığına sunuldu.
Kanun teklifinin genel gerekçesinde değişiklif teklifleriyle ilgili şu ifadelere yer verildi:
“Yerel Yönetimlerin demokrasi tartışması içerisindeki yeri ve önemi sürekli artmaktayken ve mevcut Anayasa’daki ilgili madde antidemokratik özellikler barındırıyorken yapılması gereken yerel yönetimlere dair demokratik adımlar atmaktır. Ancak 15 Temmuz 2016 darbe giriÅŸimi iktidar tarafından fırsata çevrilmiÅŸ ve belediye baÅŸkanlarının merkezi yönetimce görevden alınmasını kolaylaÅŸtıran bir düzenleme 674 sayılı OHAL KHK’sı ile getirilmiÅŸtir.
“AKP, TORBA KHK Ä°LE KANUNA EKLEME YAPTI”
OHAL KHK’si ile getirilen ve yasalaÅŸan düzenlemeler öncesinde, bir belediye baÅŸkanı hakkında soruÅŸturma veya kovuÅŸturma açılmışsa İçiÅŸleri Bakanlığı’nın tasarrufunda kesin hükme kadar görevden uzaklaÅŸtırma kararı alınabiliyordu. Bu geçici ‘önlem’ sürecinde de belediye meclisi toplanıp kendi üyeleri arasından bir baÅŸkanvekili seçiyordu. Ayrıca isnat edilen suçun görevle ilgili olması da gerekiyordu. 19 AÄŸustos 2016 tarihinde 411 sayılı Torba Yasa kapsamında ‘Belediyelere kayyım atanmasını öngören yasa teklifi’ TBMM’de görüşülmüş ancak HDP Grubu’nun etkin muhalefetiyle söz konusu düzenleme torba yasadan çıkarılmıştır. Ä°stediÄŸi sonuca TBMM çatısı altında ulaÅŸamayacağını anlayan AKP 4 Eylül 2016’da 674 sayılı torba KHK ile 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 45. maddesine ekleme yapmıştır.
Söz konusu torba KHK düzenlemesiyle beraber hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı olup olmadığına bakılmaksızın, ‘dava, soruşturma açılması yeterli görülerek’ seçilmiş belediye eş başkanlarının yerlerine kayyımlar atanmasının önü açılmıştır. Büyükşehir ve il belediyelerinde İçişleri Bakanı’nın, diğer belediyelerde valinin belirleyeceği kişilerin atanabilmesi sağlanmıştır. 674 sayılı torba KHK ile halk iradesiyle seçilmiş eş başkanlar görevlerinden alınıp belediyeler gasp edilmiş, yine halk iradesiyle seçilmiş belediye meclisleri, encümen ve komisyonlar da atanmış memurların kontrolüne bırakılmıştır.
”BELEDÄ°YE MECLÄ°SLERÄ°, ATANAN KİŞİNÄ°N ÇAÄžRISI OLMAKSIZIN TOPLANAMAZ HALE GETÄ°RÄ°LDÄ°”
674 sayılı KHK’nın getirdiği hükmün problemli bir diğer yanı, belediye başkanı ‘terör’ nedeniyle görevden uzaklaştırıldığı durumda neredeyse otomatik olarak belediye meclisinin de işlevsiz kalmasıdır. 674 sayılı KHK ile belediye meclisleri yeni atanan kişinin çağrısı olmaksızın toplanamaz hale getirilmiştir. Bu durum meclisin işlerliğine engel teşkil etmektedir. Meclis işleyemediği zaman seçimle göreve gelmiş organların hiçbiri görev yapamamaktadır. Bu da belediyeleri merkezi yönetime bağlamış olmaktadır.
Ayrıca düzenleme görevden uzaklaÅŸtırmayı kalıcı hale getirmiÅŸtir. Buna baÄŸlı olarak da geçici görevden uzaklaÅŸtırma durumlarında, belli periyodlarda bir yeniden deÄŸerlendirme ve gerekiyorsa göreve iade etme imkânlarını ortadan kaldırmıştır. Bu nedenle Bakanlığa yargısal süreç sonuçlanana kadar hukukî yönden denetlenemez bir yetki alanı tanınmıştır. Anayasa’nın 123. ve 127. maddelerinde kamu tüzel kiÅŸiliÄŸine sahip olduÄŸu ve denetimlerinin nasıl yapılacağı belirtilen belediyeler, böylece merkezi yönetimin birer taÅŸra örgütüne dönüştürülmüştür. Türkiye’nin de imzaladığı uluslararası anlaÅŸmaların, özellikle Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Åžartı’nın en temel kriteri olan karar organları ‘seçimle iÅŸ başına gelen yerel yönetim’ ibaresi yerle bir edilmiÅŸtir.
Söz konusu KHK’ye dayandırılarak, DBP’den seçilen belediyelere, 11 Eylül 2016 tarihi itibarıyla el konulmaya başlanmıştır. Kayyım atamaları; 3 büyükşehir, 7 il, 63 ilçe ve 22 belde olmak üzere DBP’li toplam 95 belediyede gerçekleşmiş ve belediyelere devletin atanmış memurları getirilmiştir. Halkın seçilmiş iradeleri olan 93 belediye eş başkanı da hukuk dışı gerekçelerle tutuklanmıştır. 31 Mart 2019 yerel seçimlerinden sonra HDP’li, 6 belediye eş başkanına, 45 belediye meclis üyesine, 3 il genel meclis üyesine mazbataları verilmemiş, aynı yıl 48 HDP’li belediyeye kayyım atanmış, belediye başkanları ve meclis üyeleri tutuklanmıştır.
“TÃœRKÄ°YE’NÄ°N EN BÃœYÃœK Ä°LÇELERÄ°NDEN BÄ°RÄ°NE KAYYIM ATANDI”
31 Mart 2024 yerel seçimlerinden sonra ise Hakkari Belediye EÅŸ baÅŸkanımız Mehmet Sıddık Akış görevden alınmış ve yerine kayyım atanmıştır. Partimize ve belediye yetkililerine resmi bir tebligat yapılmadan İçiÅŸleri Bakanlığı sosyal medya paylaşımı ile eÅŸ baÅŸkanımızın geçici olarak görevden alındığını ve yerine Hakkâri Valisi’nin kayyım olarak atandığını açıklamıştır. 10 yıldır devam eden, 60 celse görülmesine raÄŸmen karar verilmemiÅŸ olan, soruÅŸturmasının ilk adımından karar duruÅŸmasına kadar hukuk dışı yürütülen bir yargılama sonucu eÅŸ baÅŸkanımız seçildikten ve yerine kayyım atandıktan sonra alelacele karar verilip, cezaya hükmedilmiÅŸtir. 31 Mart seçimlerinde açığa çıkan halk iradesini yok sayma çabası, 30 Ekim 2024’te Ä°stanbul Esenyurt’ta da açığa çıkmış, kent uzlaşısıyla ortak yerel yönetim pratiÄŸi sergileyen, Türkiye’nin en büyük ilçelerinden birisine kayyım atanmıştır. SeçilmiÅŸ belediye baÅŸkanı Ahmet Özer, geriye dönük yapılan 10 yıllık inceleme kapsamında, telefon sinyaline giren 694 kiÅŸinin ‘örgüt mensubu olma’ iddiasıyla, somut hiçbir ÅŸeye dayandırılmadan tutuklanmıştır. Adil yargılanma ve lekelenme hakkına riayet edilmeden orantısız bir ÅŸekilde tutuklama gerçekleÅŸtirilmesi, kayyım pratiÄŸini gerçekleÅŸtirme amacıyla hukukun siyasi saiklerle araçsallaÅŸtırılmasıdır.
“ANTÄ°-DEMOKRATÄ°K TEHDÄ°T BÄ°R KEZ DAHA GÃœNDEME GELDÄ°”
Esenyurt’un ardından, 4 Kasım sabahı, İçişleri Bakanlığı’nın bir açıklamasıyla, Mardin Büyükşehir, Batman il ve Urfa Halfeti ilçe belediyelerimize kayyım atanmıştır. Yapılan açıklamada üç belediye eş başkanımız hakkında kesinleşmemiş cezalar, devam eden davalar ve açılan soruşturmalar gerekçe gösterilmiştir. İrade gaspını alışkanlık haline getiren akıl, üçüncü kez, yüzde 57,4 oyla seçilmiş Mardin Büyükşehir Belediye Eş başkanı Ahmet Türk’ün, yüzde 64,52 oyla seçilmiş Batman Belediye Eş başkanı Gülistan Sönük’ün, yüzde 39,45 oyla seçilmiş Halfeti Belediye Eş başkanı Mehmet Karayılan’ın yerine kayyım atamıştır. Siyasi iradeye ve demokratik işleyişe yöneltilen anti-demokratik tehdit bir kez daha gündeme gelmiştir. Darbenin bir nimet olarak görülüp kayyım atamalarına başlandığı 2016 yılından bu yana yoğunlukla Kürtlerin yaşadığı il, ilçe ve beldelerde bugüne kadar toplam 149 kayyım atanmıştır. Kürtlerin yoğun yaşamadığı, diğer partilerin kazandığı ve belediye başkanının görevden alındığı 15 belediyede ise belediye başkan vekilliği için belediye meclisi tarafından seçim yaptırılıp belediye başkan vekili seçilmiştir.
“EÅž BAÅžKANLARIN TAMAMINA ATILI OLAN SUÇLAMALAR, BELEDÄ°YE GÖREVLERÄ°NÄ°N DIÅžINDA”
Kayyım atamasından sonra iktidar ortaklığı tarafından ‘dosyası olanlar bilerek aday yapıldı, dosyası olanları aday yapmasaydınız’ gibi partimiz aleyhine akıl dışı bir kara propaganda yapılmaya baÅŸlanmıştır. Öncelikle belirtmek isteriz ki belediye eÅŸ baÅŸkanlarımız hakkında baÅŸlatılan soruÅŸturma/kovuÅŸturma dosyaları iktidarın kendine bağımlı kıldığı, adı rüşvetle, çete/mafya liderleriyle anılan yargı mensupları tarafından açılmıştır. Yine birçok eÅŸ baÅŸkanımızın yargılama süreçleri gizli tanık gibi kumpaslara dayanan ve düşman hukukunun birer yansımasıdır. Görevden uzaklaÅŸtırılıp, yerine kayyım atanan belediye eÅŸ baÅŸkanlarının hukuksal durumu, eÅŸ baÅŸkanların tamamına atılı olan suçlamalar, belediye görevlerinin dışındadır. Yani yurttaÅŸa hizmet sunma, haklarını koruma, katılımını etkinleÅŸtirme gibi belediyecilik çalışmalarını içermemektedir. Daha çok ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında olan ve parti kimliÄŸi ile yapılan deÄŸerlendirmeler söz konusudur.
“KAYYIM UYGULAMASI KÃœRT HALKINI YURTTAÅžLIK HAKLARINDAN MAHRUM ETMÄ°ÅžTÄ°R”
Eş başkanların tutuklanma gerekçeleri; ihtimaller üzerine kurgulanmış, Yargıtay’ca kabul görmeyen gizli ya da açık tanık beyanlarına dayandırılmış ve iddiaların birçoğu çürütülmekle beraber hukuki kumpaslar da açığa çıkarılmıştır. Birçok belediye eş başkanımızın ise seçilmeden önce hakkında bir soruşturma bulunmayıp seçildikten sonra haklarında suç ihtiva etmeyen tam aksine ifade özgürlüğü, toplanma özgürlüğü gibi Anayasa tarafından güvence altına alınan haklarını kullandığı için soruşturma açılmıştır. Bu dosyaların kayyım atamaya gerekçe yapılmak için kurgulandığına yerine kayyım atanan önceki dönem Ergani Belediyesi Eş başkanımız Ahmet Kaya önemli bir örnektir. Ahmet Kaya beraat etmesine rağmen görevine iade edilmemiş, beraat kararı kesinleşmesine rağmen sırf göreve iade edilmemek için hakkında hemen yeni bir soruşturma açılmıştır. Tüm bunlar kayyım siyasetinin ve kayyıma gerekçe yapılan düzenlemenin Kürt halkının seçme-seçilme hakkını, siyaset yapma olanaklarını ortadan kaldırdığını göstermektedir. 2016 yılından bu yana kayyım uygulaması Kürtlerin yoğunlukla yaşadığı illerde seçim sonuçlarını hükümsüz bırakmış ve böylelikle Kürt halkını yurttaşlık haklarından mahrum etmiştir.
“BELEDÄ°YELER, USULSÃœZ HARCAMALARLA ERÄ°TÄ°LDÄ°”
Kayyım politikalarının Kürt halkın tek zararı, seçme seçilme hakkının ihlal edilmesi, halk iradesinin yok sayılması olmamış; yolsuzluk, rüşvet, talan, usulsüzlük kayyımların belediyelerde temel yönetim anlayışı olmuştur. Kayyım atamalarının ardından, yerel yönetimlerde birçok usulsüzlük ve hukuksuzluk yaşanmış, bu durum defalarca kamuoyuna yansımış olmasına rağmen hiçbir siyasi sorumluluk alınmamış, denetim görevleri yerine getirilmemiştir. Kamu kaynaklarının kişisel ihtiyaçlar ve/veya rant uğruna hoyratça kullanılması, ihale süreçlerinde şeffaflığın ve adil rekabetin hiçe sayılması, belediye hizmetlerinin nitelik ve nicelik açısından çoraklaştırılması, bu dönemin en belirgin özellikleri olarak açığa çıkmıştır. Belediyeler, bölgeleri içerisinde halka hizmet sunan kamu idareleri olmaktan çıkarılmış, halkın vergileriyle oluşan bütçe şeffaflıktan uzak bir şekilde yandaş kurumlara aktarılarak, usulsüz harcamalarla eritilmiştir.
Kayyım uygulamasının yerel yönetimler üzerindeki olumsuz yansımaları, seçimle elde edilemeyen belediyelerin vesayetle elde edilmesine olanak saÄŸlaması, kayyımların atandığı yerellerde yarattıkları tahribatlar bu uygulamanın mevzuattan kaldırılması için düzenleme yapılmasını zorunlu kılmıştır. Sadece kayyım atamasına olanak veren yasa maddeleri deÄŸil, belediye eÅŸ baÅŸkanlarının görevden uzaklaÅŸtırılmalarına olanak saÄŸlayan maddelerin de demokrasinin temel ilkeleri, hukukun üstünlüğü, temel insan hak ve özgürlükleri gibi evrensel kurallar gereÄŸince demokratikleÅŸtirilmesi gerekmektedir.”
DEM Parti’nin verdiÄŸi kanun teklifine göre, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 47. maddesinin ÅŸu ÅŸekilde deÄŸiÅŸtirilmesi öngörülüyor:
“GÖREVDEN UZAKLAÅžTIRMA KARARI AYDA BÄ°R GÖZDEN GEÇİRÄ°LÄ°R”
“Görevleriyle ilgili zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı deÄŸerlerini aklama suçlarından biri nedeniyle haklarında soruÅŸturma veya kovuÅŸturma açılan belediye organları veya bu organların üyeleri, kesin hükme kadar İçiÅŸleri Bakanı tarafından görevden uzaklaÅŸtırılabilir. Görevden uzaklaÅŸtırma kararı ayda bir gözden geçirilir. Devamında kamu yararı bulunmayan görevden uzaklaÅŸtırma kararı kaldırılır. Görevden uzaklaÅŸtırılanlar hakkında; kovuÅŸturma açılmaması, kamu davasının düşmesi veya beraat kararı verilmesi veya görevden düşürülmeyi gerektirmeyen bir suçla mahkum olunması durumunda görevden uzaklaÅŸtırma kararı kaldırılır. Görevden uzaklaÅŸtırılan belediye baÅŸkanına, görevden uzak kaldığı sürece aylık ödeneÄŸinin üçte ikisi ödenir ve bu süre içinde diÄŸer sosyal hak ve yardımlardan yararlanmaya devam eder.
Teklifin 4. maddesinde Belediye Kanunu’na eklenmesi öngörülen geçici madde ise şöyle:
“31 Mart 2019 tarihi ile bu maddeyi ihdas eden Kanunun yayımı tarihi arasındaki 45. Maddenin mülga ikinci fıkrası uyarınca görevden uzaklaÅŸtırılan ve yerine kayyım atanan belediye baÅŸkanları bu maddenin yayımı tarihi itibarıyla görevlerine iade edilmiÅŸ sayılır. 45’inci maddenin mülga ikinci fıkrası uyarınca görevlendirilenlerin görevleri bu maddenin yayımı tarihi itibarıyla sona ermiÅŸ sayılır.” (BirGün)