Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Engelliler Komisyonu, 23 Eylül Uluslararası İşaret Dilleri Günü dolayısıyla “İşitme Engellilerin ve Sağır Toplumunun Sorunları, Talepleri ve Çözüm Önerileri Raporu” hazırladı.
İşitme engellilerin mevcut sorunları ve çözüm önerilerinin yer aldığı raporda, Türkiye’de toplumun önemli bir kesimini oluşturan engellilere yönelik egemen politikanın engellileri, toplum ile bütünleştirme amacından uzak, engellilerin sosyo-ekonomik ve siyasal yaşama katılımını kısıtladığı vurgulandı.
‘SİSTEMATİK AYRIMCILIK’
Engellilerin ve mültecilerin temel hakların yasal ve anayasal güvenceler ile Birleşmiş Milletler (BM) engelli haklarına dair sözleşmenin Türkiye genelinde uygulamaya yansımadığı aktarılan raporda, “Özel olarak da işitme engelli ve sağır bireyler uygulamaya yansımayan bu haklar nedeniyle sistematik ayrımcılığa maruz kalmaktadır. Engellilere yönelik ayrımcı ideolojinin somutlaşan hali olarak sağlamcılık; engellilerin kamusal alanlardan dışlanmasını, ötekileştirilmesini, haklarının sistematik ihlalini olağanlaştırmaktadır” denildi.
EĞİTİM VE İSTİHDAM SORUNU
İşaret dilleri konusunda yeterli bilinç, farkındalık ve çabanın sosyal yaşamdaki yetersizliğine işaret edilen raporda, işaret dili tercümanlarının eğitim ve istihdam sorunları yaşadığı kaydedildi. Raporda, şu ifadelere yer verildi:
“Mesleki Yeterlilikler Kurumu (MYK) bünyesinde TİD yeterlilik çerçevesi belirlenmişse de ne YÖK ne de MEB kapsamında bu çerçevenin gereği olan alt yapı kurulamamıştır. Mevcut durumda sayısının 200 bin civarında olduğu tahmin edilen ‘sertifikalı’ işaret dili tercümanlarının kendi içerisinde bir standart iletişim düzeyi mevcut değildir.
Birçoğunun sertifikası olmasına rağmen işitme engelliler ve sağırlar ile iletişim kurma yeterlilikleri yoktur. Bu alanda bir denetimsizlik olduğu bilinmelidir. Yüksek işsizlik nedeniyle birçok kişinin tercümanlığı iş kapısı olarak gördüğü bir eğilim mevcuttur. İşaret dili eğitimi adı altında kamuoyuna sunulan programlar arasında nitel ve nicel açıdan ayrışma durumu mevcuttur” ifadelerine yer verildi.
İşitme yetisinin yeterli düzeyde olmamasının işitme engelli veya sağır olan kişinin diğer kişilerle olan ilişkilerinin etkilendiği ifade edilen raporda, engellilerin sağlamcı mikro saldırganlık ve sosyal dışlanma nedeniyle özgüvensizlik, sosyal yalnızlaşma ve iş/kariyer imkanlarına erişememe sorunları ile karşı karşıya kaldıklarına işaret edildi.
TALEP VE ÖNERİLER
Raporda, talep ve öneriler şöyle sıralandı:
“* Ülke genelinde sayısı 1,5 milyon ila 3 milyon kişi olarak ifade edilen işitme engelli ve sağır bireylerin sosyo-ekonomik durumlarını tam sayım yöntemiyle tespit eden kapsamlı bir araştırmanın yapılması, talep, öneri ve sorunlarının bizzat engelli bireylerin görüşleri doğrultusunda tespit edilmesi,
* İşitme engelli ve sağır bireylerin işitme yeti durumlarını tespit etme ve raporlaştırma süreçlerinin kolaylaştırılması bu amaçla kamu hastanelerindeki birimlerin geliştirilmesi, tüm süreç, test, tetkik ve muayenelerin ücretsiz bir kamu hizmeti şeklinde sunulması,
* Yeni doğanlarda veya sonradan işitme kaybı durumlarında, hızlı bir şekilde erken dönem tespiti için kamuoyu farkındalık çalışmalarının geliştirilmesi, bu konuda yeni evlenenlere, iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarına, işitme engelli ve sağır nüfusun görece daha yoğun olduğu yerlere yönelik eğitim hizmetlerinin sunulması,
* İşitme engelli veya sağır olduğu teşhisi yapılan bireylere yönelik erken cihazlanma, rehabilitasyon, eğitim ve işaret dili eğitimlerinin verilmesi ve konu hakkında ebeveyn rehberlik hizmetlerinin sunulması,
* İşaret Dilinin kamu hizmetleri sunumunda resmi dil olarak kabul edilmesi, Türkiye’deki işaret dillerinin geliştirilmesi amacıyla MEB, YÖK ve Üniversiteler kapsamında gerekli kurumsallaşmaya gidilmesi,
* Tüm kamu kurumlarının internet sitelerinin, Resmi gazete ve mevzuat programlarının, e-devlet uygulamalarının, tüm müşteri/vatandaş ilişkileri sağlayan çağrı merkezlerinin işaret dili hizmetlerinin geliştirilmesi,
* Tüm yerel yönetimlerde bir erkek ve bir kadın olacak şekilde en az iki işaret dili tercümanının istihdam edilmesi,
* Tüm kurum il müdürlüklerinde, adliyelerde, merkezi hastanelerde, RAM’larda bir erkek ve bir kadın olacak şekilde en az iki işaret dili tercümanının istihdam edilmesi,
* İşaret dili yeterlilik sisteminde standartlaşmanın sağlanması ve belli periyotlarla (maksimum 5 yılda 1) işaret dili tercümanlarının yeterliliklerinin yeniden teste tabi tutacakları sınavların yapılması,
* İşitme engelli ve sağır bireylerin günlük yaşamı içinde muhatap kalmak zorunda olduğu öğretmen, eğitmen, idareci, kurum müdürü, şoför, yönetici, vb. rollerde olan kişilere yönelik “işitme engelliler ve sağırlarla etkili iletişim rehberlerinin” sunulması,
* İşitme cihazı, koklear implant ve diğer implantların SGK ödeneklerinin tam olarak sağlanması, söz konusu araçlara erişimin kolaylaştırılması ve bu alandaki ticari rant/sömürü yapısının sonlandırılması,
* BM Engelli Haklarına ilişkin sözleşme, Engelliler Hakkında Kanun (5278 Sayılı K.) TİDBO gibi mevzuat hükümlerinin gecikmeksizin yaşama geçirilmesi,
* Sağırların, İşitme ve Görme Engellilerin Yayın Hizmetlerine Erişiminin İyileştirilmesine İlişkin Usul ve
* Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerinin ertelenmeden yaşama geçirilmesi için gerekli tedbirlerin alınması
* Engelli istihdam kotalarının nitelikli engelli işgücü ile doldurulması,
* Kaynaştırma/Bütünleştirme öğrencilerinin sınıf mevcut sayısı sınırlı tutulması ve işitme engellilerin bulundukları sınıflarda özel eğitim öğretmenlerini bilingual eğitim vermesi, ders materyallerinde işaret dili kullanımının arttırılması, veli-öğretmen ve öğrenciler için işaret dili farkındalığı programlarının başlatılması, eğitimde işitme engelli ve sağırların maruz kaldığı ayrımcılığın önlenmesi,
* Engellilere, işitme engelliler ve sağırlara, engelli kadın ve kız çocuklarına yönelik ayrımcılığı ve şiddeti önleyen mekanizmaların geliştirilmesi.” (MA)