Yeni Akit ve Aydınlık gazetelerinin başını çektiği bir grup medya tarafından hedef gösterilen PEN üyesi yazar Gökhan Yavuzel, son olarak Yeni Şafak İstihbarat Şefi Mevlüt Yüksel tarafından çeşitli suçlamalarla hedef gösterildi.
Daha önce Yeni Akit ve Aydınlık gazetelerinin başını çektiği bir grup medya tarafından hedef gösterilen PEN üyesi yazar Gökhan Yavuzel, geçtiğimiz günlerde Yeni Şafak’ın İstihbarat Şefi ve Takvim Gazetesinin eski haber müdürü Mevlüt Yüksel tarafından çeşitli ithamlara maruz kaldı.
Aydınlık ve Yeni Akit gazeteleri, Yavuzel’in Türkiye’den İngiltere’ye döndükten sonra bunalıma girdiğini, uyuşturucuya ve kumara başladığını öne sürerek Yavuzel’in Londra’daki bir Türk çetesinden yüklü miktarda para aldığı, bu parayla günlerce kumar oynadığı ve kumarda bütün parasını kaybettiği iddia etmişti.
Yandaş medya Yavuzel’in çeteye olan borcunu ödeyemediği için, organize suç örgütü lideri Abdullah Baybaşin’den yardım istediği, Baybaşin’in de yazarın çeteye olan borcunu kapattığını öne sürmüştü.
Bu iddiaları köşesine taşıyan Yeni Şafak’ın İstihbarat Şefi Yüksel, Yavuzel’in kokain kullandığı gerekçesiyle İngiliz polisi tarafından 3 kadınla beraber gözaltına alındığını, yazarın yanında bulunan üç kadının ifadelerinin ardından serbest bırakıldığını yazdı.
Yavuzel, Yeni Akit ve Aydınlık gazetelerinin suçlamalarını şu sözlerle yalanlamıştı: ‘En son söylemem gerekeni en başta ifade edeyim; İngiltere’de değilim, iddia edilen konularla ilgili gözaltına alınmadım, tümüyle absürt bilgiler, tek bir satırı bile doğru değil.”
Yeni Şafak İstihbarat Şefi Mevlüt Yüksel’in köşesine taşıdığı iddialara ilişkin bir yalanlama da Abdullah Baybaşin’den geldi.
Baybaşin şu sözlerle iddiaları yalanladı:
- Baybaşin’in açıklaması: Video link
Öte yandan yazar Gökhan Yavuzel konuya ilişin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı:
EKSİK, YALAN VE ÇARPITMA…
Genç kızları burs verme vaadiyle kandırmaya çalışan, Yeni Şafak’ın İstihbarat Şefi ve Takvim Gazetesinin eski haber müdürü Mevlüt Yüksel, beni konu alan bir derlemeye katkıda bulunmuş. Yine eksik, yalan ve çarpıtmalarla dolu.
Bu gazeteciye göre, kitaplarımın satış başarısı ve aldığım ödüller, medyanın beni ön plana çıkarması sayesinde olmuş…
İyi de, bu medya dediğiniz şey önümü kesmeye çalışmaktan, beni taşlamaktan, karalamaktan, kriminal göstermekten başka ne yapmış?
Açın Google’ye bakın, yıllardır hakkımda bir tek olumlu haber yazılmış mı?
Bir döneme kadar benimle ilgili olan haberlerin çoğu, sadece edebi çalışmalarım üzerine idi. Fakat hakim medya, beni öcü olarak göstermeye başladıktan sonra, bu haberlerin büyük bölümü kaldırılmıştı.
Örneğin, ne FOX TV ne de Sözcü Gazetesi babalarının hayrına kitaplarımı tanıtmadı, o dönem kitaplarım herkesin kitabından daha çok sattığı için tanıtmak zorunda kaldılar.
Mustafa Akıncı’nın Cumhurbaşkanı olduğu dönemde, KKTC Kültür Bakanlığı da babasının hayrına o ödülü vermedi bana. Seçici kurul, edebi kalite olarak benim kitabımı seçtiğinden dolayı o ödülü bana verdiler. Böyle bir çok örnek verebilirim…
Her şeyi yapın, her şeyi söyleyin fakat emeği hiçsizleştirmeyin. Zaten yaptığınız haberlerle; hukuksuzca kitaplarımı yasaklattırdınız, sürgünde yaşamama sebep oldunuz, trollere kara propaganda yaptırdınız, paramiliter gruplara hedef gösterip saldırıya uğrattınız, ölümden döndürdünüz, maddi ve manevi bir çok zarar verdiniz, yıkıma sürüklediniz…
Daha fazla yapacağınız bir şey de kalmadı gerçi.
‘’Barış için edebiyatçılar inisiyatifi’’ olarak Cizre’ye gidip açıklama yapmamı teröre bulaşmanın başlangıcı saymışsınız.
O dönem Cizre’de, günahları yalnızca Kürt doğmak olan sivil insanlar diri diri yakıldı, çocuk ve kadınların cesetleri sokak ortasında günlerce bekletildi, Kürt kızlarının namusuna el uzatıldı. Ve benim gibi bir çok kişi, Kürt olmanın ne demek olduğunu ilk defa iliklerine değin orada hissetti.
Siz insan olsaydınız eğer, bugün Araplara akıttığınız sahte gözyaşlarınızın onda birini onlara da akıtırdınız. Yapmazsınız, çünkü elinizden gelse, Kürtleri beş defa daha yakar, on defa daha diri diri gömerdiniz.
Ayrıca haberin bir yerinde, silah taşıdığımı söylememe dem vurmuş, bunun suç olduğunu yazmışsınız.
Sadece belli bir zümreyi koruyan üçüncü sınıf bir ülkede, ne zaman kime ya da kimlere hedef olacağınızı bilmeden yaşamaya önlem olarak silah taşımak neden suç olsun ki?..
GALLER’DE SALDIRIYA UĞRAMIŞTI
Barış İçin Edebiyatçılar İnisiyatifi’nin 2016 Ocak ayında yayınladığı “Amasız, fakatsız bu suça ortak olmayacağız” adlı barış bildirisini hazırlayan ve imzalayan Yavuzel hakkında “Terör örgütü propagandası yapmak” iddiasıyla 12 Nisan 2919 tarihinde yakalama kararı çıkartılmıştı. Yavuzel, 2019 yılında Birleşik Krallık’a iltica talebinde bulunmuş ve bu talebi kabul edilmişti.
Avrupa’da Kürt, muhalif siyasetçi, yazar ve gazetecilere yönelik 55 kişilik “İnfaz listesi”nde adı olduğu için uyarılan Yavuzel, 26 Temmuz 2021 tarihinde evinin yakınlarında bir grubun fiziki saldırısına uğramıştı.
‘CUMHURBAŞKANI’NA HAKARET’ SUÇLAMASI
PEN üyesi Yavuzel hakkında Eylül 2021’de de “Cumhurbaşkanı’na hakaret” gerekçesiyle yakalama kararı çıkarılmıştı. Söz konusu olayda Yavuzel, Haziran 2020’de “Kurtjitem” adlı Twitter kullanıcı tarafından ölümle tehdit edilmişti. Tehditlere 6 Haziran 2020 tarihinde sosyal medya hesabından “Gökhan Yavuzel – Ölüm tehditlerine karşı sözlü açıklaması” başlıklı bir video ile cevap vermiş, iktidar için “Düşeceksiniz” ifadesini kullanması “Cumhurbaşkanına hakaret” sayılmıştı.
Yazar Gökhan Yavuzel’den kendisini hedef gösteren yandaş medyaya tepki