Gazeteci Tolga Åžardan, suç örgütü lideri olmakla suçlanan Ayhan Bora Kaplan’ın geçmiÅŸte muhbirlik yaptığının emniyet kayıtlarında olduÄŸunu hatırlatarak, “Ayhan Bora Kaplan ‘Ben yandım, sizleri de yakarım’ der mi?” diye sordu.
T24 yazarı Gazeteci Tolga Åžardan, “Büyüteç” adlı köşesinde Ankara’yı son yıllardaki kasıp kavuran organize suç örgütünün lideri olduÄŸu iddiasıyla tutuklanan Ayhan Bora Kaplan’ın yargılanmasını gündeme taşıdı.
Hemen her suç örgütünde olduÄŸu gibi Kaplan ve adamlarının da devletin önemli noktalarında görev yapan savcılar, hakimler, polislerle baÄŸlantılarının Eylül’den bu yana kamuoyuna yansıdığına, mafya – polis – yargı üçgenini net biçinde ortaya koyan tespitler olduÄŸuna dikkat çeken Åžardan yazısında ÅŸu ifadelere yer verdi:
Üst düzey yargı mensuplar
“Bu kadarla kalsa iyi. Daha sırada üst düzey yargı mensupları, bürokratlar ve siyasi isimler konuÅŸuluyor.
Hatta biraz daha ilerisini aktarayım; Yargıtay’da halen devam eden baÅŸkanlık seçimlerinde siyaset ve cemaatler kadar ‘Kaplan’la iliÅŸkisi olduÄŸu öne sürülen üst düzey yargı mensupları’ konusunun da etkili olduÄŸu söylemek yanlış olmaz.
Kaldı ki; Kaplan’la ilgili tek dosya yok Ankara Adliyesi’nde. Kara para aklama iddiasından tutun, kamu personelinen rüşvet vermek iddiasına kadar farklı soruÅŸturmalar yürütülüyor.
GeçmiÅŸte örnekleri olduÄŸu üzere; sıradan bir korsan CD satıcısıyken, devlet içindeki kimilerinin yol göstermesi ve görmemezliÄŸi sayesinde diÄŸer çete baÅŸlarına alternatif olarak suç örgütü liderliÄŸine kadar yükseldi Kaplan. Belki de, ‘yükseltildi’ demek daha doÄŸru olacak.
Kaplan’ın ortaya çıkışı
Ne demek istediğimi yakın tarihte, yaklaşık 10 yıl önce yaşanan bir dizi olayı aktarmak, daha kolay anlaşılmayı sağlayacak.
O günlerde henüz sokağa daha yeni çıkmaya başlayan Kaplan pek tanınmıyor. Hırsızlık ve esrar satmaktan sabıkası var polis kayıtlarında.
O zamana kadar Ankara’daki uyuÅŸturucu ticaretini elinde bulunduran Kadir Ä°nan, yakalanıp cezaevine girince meydan Kaplan’a kaldı.
Hatta bir iddiaya göre; Kaplan, Ä°nan’a ait olan uyuÅŸturucunun sahibi oldu. 2012’ye kadar korsan CD ticareti yapan Kaplan, 2014’te Ä°nan’ın ‘malının’ sahibi olduktan sonra sermayesini artırıp sokaklara hakim olmaya baÅŸladı.
Aynı zamanda Ankara’nın gece eÄŸlencesinin adreslerinden Akay Caddesi’nde bir gece kulübünün de iÅŸletmeciliÄŸini baÅŸkasının adıyla aldı.
Bu arada, Ankara’nın sokaklarında bir isim daha vardı: Bülent Aramaz.
‘Öksüz Ahmet’ lakabıyla bilinen Ahmet Aramaz’ın yeÄŸeni olarak ünlenen Bülent Aramaz, baÅŸkentte canının istediÄŸi yere kurÅŸun yaÄŸdırıyordu.
Tabii ÅŸunu da belirtmek gerekir ki; Ankara’nın yeraltı dünyası, Ä°stanbul’daki mafya kadar ünlü olmadı.
Ne Bülent Aramaz, ne Kadir İnan, ne de Ayhan Bora Kaplan; Alaaddin Çakıcı, Sedat Peker, Sedat Şahin, Kürşat Yılmaz ve diğerleri kadar tanındı.
Ancak başkent olması sebebiyle devletle iç içe olanlar da Ankaralılar oldu hep.
Gazetelerde üçüncü sayfa haberi olmaktan öteye gidemeyen olaylar, ülke gündemine girmese de tıpkı Kaplan olayında olduğu gibi günü gelince epeyce önemli hale dönüştü.
Kaplan’ın muhbir olduÄŸunun belgesi emniyet arÅŸivlerinde
Devam edeyim…
Tarih, Ağustos 2014, ayın 22. günü.
Ankara Emniyeti Organize Suçlarla Mücadele Åžube Müdürlüğü’ne, tanıdığı bir polis memuru aracılığıyla bir genç, Bülent Aramaz konusunda ihbarda bulunmaya geldi.
17 – 25 Aralık 2013’te Gülen cemaatinin emniyetten tasfiyeye baÅŸlanması sonrasındaki personel deÄŸiÅŸimi sırasında yeni göreve gelen ekipler, Ankara’yı kasıp kavuran Aranmaz’ı bir türlü yakalayamazken, muhbir olmak amacıyla ÅŸubeye gelen genç, Aranmaz’la ilgili önemli bir bilgiyi polise aktardı.
Bu genç; Aramaz’ın ertesi gün, yani 23 AÄŸustos’ta Ankara’nın Akyurt ilçesindeki bir kır düğününe katılacağını anlattı polise.
Aramaz, gerçekten söz konusu düğüne geldi. Ankara Emniyeti, düğüne operasyon yaptığı sırada Aramaz kaçmayı başardı.
Ancak ertesi gün 24 AÄŸustos’ta bu kez Dikmen’de bir evde kıstırıldı. Evden kaçmaya çalışan Aramaz, peÅŸindeki polislerle girdiÄŸi silahlı çatışmada sokak ortasında vurularak öldürüldü.
Gelelim, Aramaz’la ilgili ihbarı yapan delikanlıya.
O delikanlı; dün, Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargı heyeti önüne çıkan Ayhan Bora Kaplan’dı.
Kaplan’ın muhbir olduÄŸunun belgesi, bugün emniyet arÅŸivlerinde. Ãœstelik hem Ankara Emniyeti Organize Åžube Müdürlüğü, hem de Emniyet Genel Müdürlüğü KOM BaÅŸkanlığı kayıtlarında mevcut.
Meydan Kaplan’a kaldı…
Önce Kadir Ä°nan, sonrasında da Bülent Aramaz’ın saf dışı kalması sonrasında meydan tam anlamıyla Kaplan’a kaldı.
Zaten sonrasında, 15 Temmuz gecesi TRT Genel Müdürlüğü’ne davet edilmesi ve beraberinde bir grup silahlı adamıyla ‘darbe giriÅŸimin önlenmesinde görev alması’ yolunun açılmasını saÄŸladı.
Adı, önceki İçiÅŸleri Bakanı Süleyman Soylu ve ekibiyle sıkça anıldı. Ayrıca, dönemin Ankara Cumhuriyet BaÅŸsavcısı Yüksel Kocaman’la baÄŸlantıları konusunda kamuoyuna yansıyan iddialar mevcut. Halen Yargıtay BaÅŸkanı olarak görev yapan Mehmet Akarca’nın, Kaplan’ın yargıdaki baÄŸlantıları çerçevesinde Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç’le Yargıtay’daki makamında görüştüğünü de hatırlatayım.
Ruhsatsız silahlara ne oldu?
Bir baÅŸka iddiaya göre; Kaplan, 15 Temmuz’dan önce ve sonra ruhsatsız silahlarla yakalandı. 15 Temmuz öncesinde aracında ele geçirilen ruhsatsız silahı, ÅŸoförü üstlendi. 15 Temmuz sonrasında ise iÅŸlettiÄŸi gece kulübünde tam 7 tane ruhsatsız tabanca ele geçirildi. Ancak bu tabancaları da çalışanlar üstlenince Kaplan, hem polisten, hem de adliyeden kurtulmayı baÅŸardı!
Kaplan, 2017’de de bir ruhsatsız silahla yakalandı fakat bu kez de iÅŸin içinden baÅŸka bir oyun çıktı.
Ä°ddiaya göre; Kaplan’ın üzerinde yakalanan silahın mekanizması kullanılmaz hale getirildi. Elbette, para karşılığında!
Kaplan kendisini ruhsatsız silahla yakalayan ve bozulan mekanizma karşılığında 400 bin lira rüşvet verdi.
Silahın ‘çalışamaz’ hale gelmesiyle, yine öncekilerde olduÄŸu gibi polis ve adliyeden kurtuluverdi.
Acaba ‘Ben yandım, sizleri de yakarım’ der mi?
Kaplan, hakkında başlatılan tüm dosyalarda ifade verdi / verecek.
Dünden itibaren ilk yargılamada hakim önüne çıktı. Bildiklerini ne kadar anlatacak, henüz belli değil. Hakkında sadece bu dosyadan istenilen ceza, biri ağırlaştırılmış ikişer kez müebbet ve 169 yıl 6 ay hapis cezası.
Sırada diğer dosyalar var.
Acaba ‘Ben yandım, sizleri de yakarım’ der mi?”