Dünyada virüs nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı ise 2 milyon 192 bine ulaştı. Salgına karşı aşı kampanyası da bir çok ülkede başladı. Ama bu durum beraberinde aşılamada yaşanan eşitsizlikleri de ortaya çıkardı. Kimi yoksul ülkeler aşı yarışında yeterli miktarda aşı bulamadı.
Türkiye’de ise durum farksız değil. Yeterli miktarda aşı alınabilmiş değil bunun üstüne aşılamada eşitliksizler ise yaşanıyor. MA’dan Emrullah Acar’a konuşan Ankara Tabip Odası Başkanı Ali Karakoç Türkiye’nin aşılamada mültecileri atladığını söyledi. Karakoç’a göre bu eşitsizlikler ile toplumsal bağışıklık kazanılamaz. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nden de henüz bir açıklama gelmiş değil.
YOKSUL İNSANLAR DAHA FAZLA YOKSUL OLDU
Salgınlardan toplumsal olarak kurtulmanın tek yolunun aşılama olduğuna işaret eden Karakoç, aşının bir dayanışma olduğunu söyledi. Aşı olmanın yakın çevrede bulunan insanların da korunduğunun altını çizen Karakoç, “Küresel çapta bir salgın var, bu salgına karşı mücadelenin de küresel olması gerekir” dedi. Salgının ilk ortaya çıktığında yapılan “sınıf gözetmeksizin etkileyeceği” açıklamalarını hatırlatan Karakoç, “Ancak geldiğimiz noktada içinde bulunduğumuz koşullarda yaşamak için çalışmak zorunda olan dezavantajlı kişileri daha çok etkiledi. Yoksul insanlar daha fazla yoksul oldu. Dünyanın en varlıklı 10 kişisi bir yılda elde ettiği gelirini aşı için harcarsa dünyadaki herkes aşılana bileceği bir eşitsizlik ile karşı karşıyayız” diye konuştu.
İMTİYAZLI KİŞİLER SAĞLIKÇILARDAN ÖNCE AŞI OLDU
Sadece ülkeler arasında değil, aşının uygulanmaya başlandığı ülkelerde de eşitsizliklerin olduğunu dile getiren Karakoç, “Ülkemizde açıklanan bir program var ancak sıralamada yeri olmayan kimi imtiyazlı kişiler aşı olmuşken hala aşıya ulaşamayan sağlık emekçileri var. Ankara’da bize ulaşan sağlık emekçilerin iletişim bilgilerini İl Sağlık Müdürlüğü’ne iletmemize rağmen hala aşıya ulaşmayan sağlık emekçileri mevcut” ifadelerini kullandı.
MÜLTECİLER AŞI PIRPGRAMINDA YOK
Bu eşitsizliğin yanı sıra Türkiye’de 5 milyona yakın mülteci ve göçmen olmasına rağmen Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan programda yer almamalarına tepki gösteren Karakoç, “Bu topraklarda 87 milyon insan olarak birlikte yaşıyoruz. Bu dezavantajlı ötekileştirilen insanları program dışında bırakırsanız, salgınla mücadele edemezsiniz” uyarısında bulundu.
SAĞLIK KURULUŞLARI FABRİKAYA DÖNÜŞTÜ
Son bir yılda daha fazla görünü olan sağlık hizmetlerinde yaşanan sorunların nedeninin iktidar tarafından 2003 yılında getirilen Sağlıkta Dönüşüm Programı olduğunun altını çizen Karakoç, bunun sonucunda sağlık hizmetlerinin piyasalaştığını ifade etti. Sağlık emekçilerinin çalıştıkları kurumlarda özerkliklerini yitirdiklerini ifade eden Karakoç, “Yıllardır kar ve rant ile sağlık kuruluşları birer ticarethaneye dönüştürüldü. Toplumda sağlık algısı değiştirildi, tamamen kışkırtılmış tedavi edici sağlık hizmetlerine yöneltildi. İnsanları korumayan sistem paran varsa, hastalandıysan tedavine yönelik hizmetler geliştiriyor” ifadelerini kullandı.
Sağlık emekçilerinin mesleklerine yabancılaştırıldığını belirten Karakoç, “Sağlık emekçileri olarak fabrika haline dönüşen iş yerlerimizde birer işçiye dönüştürüldük” dedi.
EL ELE VEREREK MÜCADELE ETMEK GEREKİYOR
Türkiye’de ve dünyada yaşanan eşitsizliklere karşı mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayan Karakoç, “Aksi halde zenginlerden medet umarak bir şey sağlanmayacak. ‘Ötekiler’ kendi gelecekleri ve ahlaki, özgür bir toplumda yaşamak için el ele vererek mücadele etmesi gerekiyor. Salgını belki bir şekilde yeneceğiz ama eşitsizlik ve yoksullukla mücadele etmeden bu zor” ifadelerini kullandı.