Ankara Kızılay’da Somalililer tarafından işletilen ve daha önce polis baskısı nedeniyle tabelasını defalarca değiştiren Saab Cafe’nin işletme sahibi Mohamed Isse Abdullahı, 20 Eylül’de polis kontrolü sırasında gözaltına alındı. Önce Çankaya Karakolu’na, ardından İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Şubesi’ne götürülen Abdullahı, burada gerekli evrak işlemlerinin yapılmasının ardından Akyurt ilçesinde bulunan Geri Gönderme Merkezi’ne (GGM) gönderildi. Akyurt Geri Gönderme Merkezi’nde 5 gündür tutulan Abdullahı Ağustos 2021’den bu yana polis baskısı altındaydı.
Abdullahı, polis tarafından işletmesinin isminin Türkçeleştirilmesi, sarı, kırmızı, yeşil tabelasının renklerinin değiştirmesi için baskıya maruz kalmıştı.
Polis baskısına boyun eğmediği için hakkında sınır dışı edilme kararı verilen Abdullahı’nın avukatı Halim Yılmaz, müvekkilinin Somali’ye gitmesi halinde can güvenliğinin tehlike de olacağını söyledi.
‘SINIR DIŞI İŞLEMİ BAŞLATILDI’
Abdullahı hakkında Kızılay’da işlettiği kafe nedeniyle sınır dışı edilme kararı alındığını vurgulayan Yılmaz, İdare Mahkemesi’nin açılan davanın reddedildiğini söyledi. Akabinde Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuru yaptıklarını anlatan Yılmaz, “Abdullahı 20 Eylül 2022 günü ikinci defa gözaltına alınarak, Akyurt GGM’ye teslim edildi ve idari gözetim altına alındı. Abdullahı’yı sınır dışı etmek için derhal işlemlere başlandı. Göç idaresi, aynı gün ikinci defa sınır dışı etme kararı aldı ve Somali Büyükelçiliği’nden seyahat belgesi talep etti. Bunun üzerine, biz de sınır dışı etme kararına karşı dava açtık. Dün geri gönderme merkezinden dosyasını talep ettik, aldık. Ancak ikinci defa alınan sınır dışı kararını vermediler, talep edince de ısrarla ikinci bir sınır dışı kararı olmadığını söylediler. Biz yine de ikinci karara karşı davamızı açtık ve davayı idareye bildirdik. Böylece kanunen sınır dışı işlemleri dava sonuna kadar durmuş oldu” diye belirtti.
‘ÖLÜME GÖNDERİYORLAR’
Abdullahı’nın Somali’de can güvenliği olmadığının altını çizen Yılmaz, Abdullahı’nın daha önce ailesini görmek için gittiğini, Mogadişhu havaalanına indiği sırada Eş-Şebab örgütünün hedefi olduğunu öğrenince geri dönmek zorunda kaldığını belirtti. Abdullahı’nın arkadaşı Abdikarim İbrahim İshak’ın 3 ay önce Eş- Şebab tarafından öldürüldüğünü de sözlerine ekleyen Yılmaz, “Abdullahı, Türkiye’de bir suç işlemedi. Her şeyi kanunlara uygundur. Ancak, Saab Cafe’nin ve dolayısıyla siyahilerin Kızılay’ın merkezinde olmasından duyulan rahatsızlık ve bu çerçevede kafenin taşınmaya zorlanması, isim ve tabelasının zorla değiştirilmesi, kafeye son bir yılda yaklaşık 50 defa polisin gelmesi ile sonuçlandı. Abdullahı, buna açıkça itiraz etmesi ve kamuoyundan destek bulması, bu rahatsızlığı ayrıca arttırdı” dedi.
“Göç hukukunun en temel kuralı, kişinin zulüm göreceği yere gönderilmemesidir” diyen Yılmaz, şöyle devam etti: “Bir kişinin zorla gönderileceği yerde inancı, düşüncesi veya başka bir sebeple işkence veya zulme maruz kalacak olması halinde gönderilmez. Gönderilen kişinin başına bir şey gelirse, gönderen devlet sorumlu olur. Somali’deki genel durum belli, Abdullahı’nın kişisel durumu da ortadadır. Buna rağmen zorla göndermek, Abdullahı’yı bile isteye ölüme göndermek olur.”
‘SINIR DIŞI VE İDARİ İŞLEM KAŞDIRILMALI’
Abdullahı’nın 9 yıldır Türkiye’de yaşadığını kaydeden avukat Yılmaz, Somali’deki iç savaşın devam ettiğini de vurgulayarak, “Göç idaresi, Abdullahı’nın insani durumunu dikkate alarak adil davranmalıdır. Abdullahı’yı karşı adeta kişisel husumet besleyerek işlem yapılıyor. Saab Cafe’de son 1 yıl içinde yaklaşık 50 kere polisle muhatap olmak zorunda kaldılar. Ailesi, eşi ve çocuğu da Türkiye’de yaşıyor, üçüncü ülkeye gitmesini beklemek de makul ve insani değil. İçişleri Bakanlığı ve Göç İdaresi yetkililerinden Abdullahı’nın içinde bulunduğu zor durumu anlamasını, geri gönderme yasağı kapsamındaki kişilerden olduğu nazara alınarak, sınır dışı ve idari gözetim kararının kaldırılmasını bekliyoruz” dedi.