CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Yeşil Sol Parti Milletvekili Sezai Temelli, MHP Milletvekilleri İsmail Faruk Aksu ile Mehmet Taytak’ın dokunulmazlık fezlekeleri Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sevk edildi.
TBMM Başkanlığı, tüm dosyaları Karma Komisyon’a sevk etti.
SÜREÇ NASIL İŞLİYOR?
Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Tezkereleri, Meclis Başkanlığınca Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona havale ediliyor.
Karma Komisyon, sevk edilen dosyalar için kendi gündemini oluşturuyor ve yasama dokunulmazlığı dosyalarının incelenmesi için Hazırlık Komisyonu kuruluyor.
TBMM İçtüzüğü’ne göre, Hazırlık Komisyonu en geç 1 ay içinde raporunu Karma Komisyona sunuyor. Karma Komisyon, Hazırlık Komisyonu raporunu görüşerek karara bağlıyor. Karma Komisyon, dokunulmazlığın kaldırılmasına ya da kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar veriyor.
Dokunulmazlığının kaldırılması istenen milletvekili, isterse Hazırlık Komisyonunda, Hazırlık Komisyonunun raporunu sunmasının ardından Karma Komisyonda ve TBMM Genel Kurulunda yazılı veya sözlü olarak kendisini savunabileceği gibi herhangi bir milletvekiline de kendisini savundurabiliyor.
Dokunulmazlığın kaldırılması yönündeki Karma Komisyon raporları, doğrudan Genel Kurul gündemine giriyor. Genel Kurul’daki görüşmelerin ardından Karma Komisyonun yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına dair raporu oylamaya sunuluyor.
Genel Kurul’da kabul edilmesi halinde, milletvekilinin dokunulmazlığı, söz konusu dosya için kaldırılmış oluyor.
Meclis Başkanlığı, dosyayı Cumhurbaşkanlığı aracılığıyla Adalet Bakanlığına gönderiyor. Bakanlık da dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili hakkında gereğinin yapılması için dosyayı ilgili savcılığa havale ediyor.
TANRIKULU HAKKINDAKİ FEZLEKE
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Türk Silahlı Kuvvetlerine yönelik iddiaları nedeniyle Tanrıkulu hakkında “Devletin askeri ve emniyet teşkilatını alenen aşağılama” suçu yönünden Adalet Bakanlığından soruşturma izni istemişti.
Bakanlığın soruşturma izni vermesinin ardından Başsavcılık, Tanrıkulu hakkında, “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” ve “Devletin askeri ve emniyet teşkilatını alenen aşağılama” suçlarından dokunulmazlığının kaldırılması istemiyle hazırladığı fezlekeyi, Adalet Bakanlığına göndermişti. Bakanlık da fezlekeyi, TBMM’ye iletilmek üzere Cumhurbaşkanlığına sunmuştu.
NE OLMUŞTU?
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TV100’de yayınlanan bir programa telefonla bağlanarak “TSK’nın yaptığı her şey, eleştiriden azade değil. Biz milletvekiliyiz bunları sorgularız. TSK değil mi 12 Eylül’de darbe yapan? Bu ordu değil mi 15 Temmuz’da darbe girişimi yapan, köyleri yakan… Benim takip ettiğim davalar var. 15 köylüyü helikopterden atan TSK değil mi? AİHM kararıyla sabit hale gelen… Biz eleştirel yaklaşırız. Soru sorarız, doğru olup olmadığını sorarız, TSK üzerinden bu tür şaibelerin kalkması amacıyla bunu sorarız. 40 yılda her şeyi doğru yapsaydı Türkiye bu durumda olmazdı. AİHM kararı orada, 15 tane köylü, kim attı? Bu kadar köyü yaktı? Daha yeni Roboski Uludere oldu… Sizler de eleştirel yaklaşamadığınız için Türkiye bu noktaya geldi” ifadelerini kullanmıştı.
TV100 HEDEF GÖSTERMİŞTİ
Tv100, Tanrıkulu’nun açıklamalarına dair haberlerini “Tanrıkulu’nun TSKye dönük iftiraları” ibaresiyle servis ederek hedef göstermişti.
TANRIKULU’NDAN İLK AÇIKLAMA
Sözlerinin tartışma yaratması üzerine sosyal medya hesabından açıklama yapan Sezgin Tanrıkulu, “Dünkü açıklamalarımdan sonra bazı dijital platformlarda hakkımda ağır eleştirinin ötesine varan açıklamalar yapan / yazan herkesle tek tek hukuk önünde hesaplaşacağım. Günü geldiğinde aman ‘Özür dilerim, ben yanlış yaptım, affedin’ vb sözlerle lütfen karşıma gelmeyin” demişti.
SORUŞTURMA BAŞLATILMIŞTI
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Tanrıkulu’nın açıklamalarını gerekçe göstererek hakkında soruşturma başlatmıştı.
CHP’DEN İLK AÇIKLAMA
Tanrıkulu’nun açıklamalarının ardından ise CHP Sözcüsü Faik Öztrak, “Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun, milletimizin gözbebeği Türk Silahlı Kuvvetleri’ni töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir” ifadelerini kullanmış, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise “TSK bizim göz bebeğimizdir” açıklamasında bulunmuştu.
TANRIKULU’NDAN SORUŞTURMA YORUMU
CHP’li Sezgin Tanrıkulu hakkında başlatılan soruşturmaya ilişkin “AKP’nin derin devletin yeni sahibi olduğunun bir kez daha itirafıdır” demişti.
DİYARBAKIR BAROSU’NDAN DESTEK
Diyarbakır Barosu, hedef gösterilen Sezgin Tanrıkulu’na destek vermiş ve yapılan açıklamada “Önceki dönem Baro Başkanlarımızdan ve Diyarbakır Milletvekili Av. Sezgin Tanrıkulu’na yönelik bir TV proğramında sarfettiği sözler nedeniyle eleştiri sınırını aşan ve hedef gösterici saldırıları kınıyoruz. Bu ve benzeri linç kampanyalarının neden olduğu sonuçları en acı şekilde yaşamış bir kurum olarak yetkilileri gerekli tedbirleri almaya ve herkesi sorumlu davranmaya davet ediyoruz” denilmişti.
TANRIKULU: ZORA DÜŞÜNCE SUSANLARDAN DEĞİLİM
Tanrıkulu, hedef alınması sonrası yeni bir açıklama yaparak insan haklarını savunmaya devam edeceğini söylemişti. Tanrıkulu, “Ben hakikatleri dönemin koşullarına göre eğip bükenlerden, zora düşünce susanlardan değilim” demişti.
BAKAN TUNÇ: SORUŞTURMA FEZLEKESİ MECLİS’TE, SÜREÇ MECLİS’İN TAKDİRİNDE
Adalet Bakanı Tunç, CHP’li Tanrıkulu’nun TSK açıklamalarını kabul etmenin mümkün olmadığını belirtmişti. Soruşturma fezlekesinin Meclis gündemine geldiğini söyleyen Tunç, “Bundan sonraki süreç Meclis’in takdirindedir” demişti.
TANRIKULU’NUN KONUŞMASINDA DİLE GETİRDİĞİ KONULAR
Diyarbakır – 1993
8 Ekim -25 Ekim 1993 arasında Kulp ilçesinin dağınık mezralardan oluşan (Gurnik, Mezire, Pireş, Kepir ve Şuşan) Alaca köyü ve Muş’a bağlı Kayalısü köyünün (Licik mezrası) civarında, General Yavuz Ertürk Komutasındaki Bolu Tugayı tarafından yürütülen askeri operasyonda köy ve mezralarından toplanarak gözaltına alınan 11 kişiden bir daha haber alınamadı.
Kaybedilenlerin isimleri şöyle: Mehmet Salih Akdeniz, Celil Aydoğdu, Behçet Tutuş, Mehmet Şerif Avar, Hasan Avar, Bahri Şimşek, Mehmet Şah Atala, Turan Demir, Abdo Yamuk, Nusreddin Yerlikaya, Ümit Taş (16 yaşında).
Şırnak – 1994
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 12 Kasım 2013’te verdiği kararda Şırnak’ın Kuşkonar ve Koçağılı köylerine 25-26 Mart 1994’te düzenlenen hava operasyonu sırasında öldürülen 34 sivilin yakınları tarafından açılan davada, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni (AİHS) ihlal ettiğini belirtmişti.
Türkiye’nin, mahkeme kararı gereği davacılara, mahkeme masrafları da dahil olmak üzere 2 milyon 310 bin 700 euro ödemesine karar verilmişti.